35Böylece Allah, onların yaptıkları en kötü hareketleri bile örtecek... Yani Yüce Allah kötü amellerini örtmek için onları mükafatlandırmıştır. Böylece o kötü ameller, hiç yapılmamışa döner, ya da Yüce Allah, günahlarını ortadan kaldırır, kendilerini hesaba çekmez. Veya Yüce Allah, zararların giderilmesi, sevinçli şeylerin meydana gelmesine dair diledikleri her şeyi onlara vad etmiştir. Bundan gaye, bu vadin gereği olarak işlemiş oldukları en kötü ameli örtmek ve bağışlamaktır. Bunun da amacı zararlarını ortadan kaldırmaktır. Ve yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlarını verecektir. Yani onlara sevabı, kendi katından bir ihsan ve kerem olarak işlemiş oldukları amellerin en güzeli ile hesab edilerek verecektir. Âyet metninde yer alan ”yaptıkları en kötü hareketler" ile ”yaptıklarının en güzeli" ifadelerindeki tanılama en iyiyi ve en kötüyü belirtmek amacıyla yapılmamıştır. Tam tersine yapılanların kötü ise en kötü olduğu, iyilik ise en güzeli olduğunu vurgulamak ve açıklamak için getirilmiştir. Burada bir hareketin diğerinden daha iyi ve dalia kötü olduğu, gözönüne alınmış değildir. Asıl itibar edilen yüceler yücesi olan Allah'ın lütuf ve keremine göre mutlak fazlalık ve ziyadeliktir. Yüce Allah en ufak bir iyiliği de çok sayacak ve karşılığını çok sevapla mükâfatlandıracak kadar kerem sahibidir. Yüce Allah'ın kötü hareketleri örtmesi ve en güzel mükâfatı vermesine sebep doğruluktur. Doğruluk aslında çalışıp çabalamakla elde edilen bir şey olmayıp Allah vergisi olan şeylerdendir. Her ne kadar doğruluğun etkisinin meydana gelmesi kulun fiiline bağlı ise de ve her ne kadar sözde, fiilde, vaadde ve azimde cereyan ediyor olsa da kulun çaba göstermesine bağlı değildir. Tersine Allah vergisidir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Muaz (radıyallahü anh)'a der ki,: ”Ey Muaz, dininde ihlâslı ol ki, azıcık amel sana yelsin." (19) |
﴾ 35 ﴿