42

Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da yani Yüce Allah insanların ruhlarını bedenlerinden kabzeder. Ruhların bedenlerle olan gerek zahirî, gerek bat mî ilişkilerini ve tasarruflarını keser. Bu işlem, ölüm esnasında gerçekleşir. Böylece bedenin duyusu ve hareketi ortadan kalkar. İnsanın bedeni kuru bir tahta gibi kalır. Aklı, imanı ve bilgisi ruhla birlikte gider. İşte bu, bedenin vefatıdır.

Yüce Allah, ölmeyen nefisleri de uykularında öldürür. Bir başka ifade ile ruhun bedenle olan ilişkisini ve beden üzerindeki zahirî ve batını tasarruflarım (her türlü hareketi) kesmek suretiyle uykusunda öldürür. Uyuyan kimse solunum faaliyetini sürdürür ve hayvani ruhu kaldığı için hareket eder. İnsani ruhu ortadan kalktığı için aklı çalışmaz. Temyiz yeteneği işlemez.

Ölümüne hükmettiği canı tutar. Yani ölülerin canlarını Yüce Allah kendi katında alı koy ar ve onları bedenlerine geri çevirmez. İşte bu, ruhların bulunmuş olduğu berzah âleminde olur.

Ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Bu muayyen vakit, ölmesi için belirlenen vakittir. Bunu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şu hadisi destekler: ”Sizlerden herhangi biriniz yatağına girdiği zaman elbisesinin iç kısmı ile yatağına çarpıp tozunu alır gibi yapsın. Çünkü orda kendisinden önce neyin olduğunu bilemez. Sonra şöyle desin: 'Senin isminle ey Rabbim yanımı yatağa koydum ve Senin adınla onu kaldıracağım. Eğer ruhumu alırsan ona merhamet eyle. Eğer (almaz da) salıverirsen onu sâlih kullarını koruduğun şeylerle muhafaza et.'" (23)

23-Hadisi Buharı, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizî rivayet etmişlerdir. Bkz. Camiu’l-Usul 4/266.

Burada işaret olunuyor ki, hayattan asıl gaye, salâha (kurtuluşa) ermektir. Bunun dışındaki şeylerin salâha vesile olarak kabul edilmesi gerekir.

Şüphe yok ki, bunda yukarıda zikredilen iki çeşit can almada, birincisinde canın alınmasında, diğerinde de salıverilmesinde

düşünecek bir kavim için Yüce Allah'ın kudretinin, hikmetinin kemaline, rahmetinin her şeye şamil olduğuna delâlet eden hayret verici

ibretler vardır. Ruhların bedenlere bitişmesinin keyfiyeti ölüm anında olduğu gibi bazen tamamiyle öldürülmesinin o asilliği üzerinde düşünenler için ibretler vardır.

Ruhun tutulması ve bırakılmaması, öldükten sonra devam eder. Bedenlerin yok olması ile ruhlar yok olmaz. Ruhlarla birlikte olan mutluluk ve sıkıntı da yok olmaz.

Yüce Allah ruhları, uyku anında olduğu gibi, bedenlerinden geri bırakır.

Ve onları ecelleri gelinceye ve nefesi son buluncaya kadar bir zamandan diğerine salıverir, bırakır.

İşte bu olaylara bakan kimseler buradan anlarlar ki, böylesi olaylara kadir olan birisi yeniden diriltmeye de kadirdir. Bir kutsi hadiste şöyle buyrulur: ”Mü'min kulumun ruhunu kahzetmedeki tereddüdüm kadar yapmış olduğum hiçbir şeyde tereddüt etmedim. O kulum ölümden hoşlanmaz, Ben ise onu üzmekten hoşlanmam." (24)

42 ﴿