44

Onları susturduktan ve hakkın gerçekleşmesi ve yerini bulması için zikrolunan sebeplerle cahilliklerinin ortaya konulmasından sonra

de ki,: 'Bütün şefaat Allah'ındır. Yani şefaata malik olan Allahü teâlâ'dır. Hiçbir kimse herhangi bir şefaate kadir değildir. Fakat şefaat edilecek kişi hoşnut olunmuş birisi olursa ve şefaat edecek olana da izin verilmiş bulunursa bu müstesnadır. Ancak burada her iki unsur da mevcut değildir.

Göklerin ve yerin ve her ikisinin içinde bulunan yaratıkların

hükümranlığı O'nundur. Allahü teâlâ'nındır. Hiç kimse O'nun izni ve rızası olmadıkça O'nun hiçbir işi hakkında, konuşamaz.

Sonra kıyamet günü

O'na döndürüleceksiniz.' Yoksa ne başlıbaşına ne de kendisine ortak olarak başka hiç kimseye döndürülmeyeceksiniz. Şu halde O'nun gazabından sakınınız. Azabından korkunuz. O gün, tevhid ehlinin kârı ne kârdır! Müşriklerin zararı da ne zarardır!

Yaratıkların dünyadaki övünmeleri on şeyedir. Bunların hiçbiri de kıyamet günü fayda verecek değildir:

Birincisi: Mal ile övünmektir. Eğer mal herhangi bir kimseye fayda verseydi Karun'a fayda verirdi. Yüce Allah Karun hakkında: ”Nihayet Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik..." (Kasas: 81) buyurmaktadır.

İkinci övünç kaynağı: Çocuktur. Şayet çocuk herhangi bir kimseye fayda verseydi İbrahim (aleyhisselâm)’in babası Azer'e fayda verirdi. Yüce Allah şöyle buyurur: ”Ey ibrahim bundan vazgeç..." (Hud: 76)

Üçüncüsü: Güzelliktir. Eğer güzellik fayda verseydi Rum halkına fayda verirdi. Çünkü güzelliğin onda dokuzu onlara verilmişti. Yüce Allah şöyle buyurur: ”Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün)..." (Âl-i İmrân: 106)

Dördüncüsü: Şefaattir. Eğer şefaat fayda verseydi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a fayda verir O da iman etmesini istediği kimseleri doğru yola iletirdi. Oysa Yüce Allah şöyle buyurur: ”Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Bilâkis Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir..." (Kasas: 56)

Beşincisi: Hiledir. Hile fayda verseydi kâfirlere kurmuş oldukları hileleri faydalı olurdu. Halbuki Yüce Allah şöyle buyurur: ”...Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur." (Fâtır: 10)

Altıncı övünç kaynağı: Fesahat, yani güzel konuşmaktır. Fesahat fayda verseydi Araplara fayda verirdi. Halbuki Yüce Allah şöyle buyurur: ”Ruh (cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün Rahmanın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar. Konuşan da doğruyu söyler..." (Nebe': 38)

Övünç noktalarından yedincisi: izzettir. İzzet herhangi bir kişiye fayda verseydi Ebu Cehl'e faydalı olurdu. Halbuki Yüce Allah şöyle buyurur: ”Tat bakalım, hani sen kendince üstündün, şerefliydin!" (Dulıân: 49)

Sekizinci övünç kaynağı: Dostlardır. İnsanın dostları insana faydalı olsaydı bu dostlar fasık dostlarına faydalı olurlardı. Oysa Yüce Allah buyuruyor ki,: ”O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında dost olanlar (bile) birbirlerine düşman kesilirler..." (Zuhruf: 67)

Dokuzuncu övünç kaynağı: İnsanın ardından giden, kendisine tabi olanlardır. Bir insana tabi olanlar kendine fayda verselerdi başlarındaki başkanlarına fayda verirlerdi. Halbuki Yüce Allah şöyle buyurur: ”işte o zaman (görecekler ki,) kendilerine uyulup arkalarından gidenler uyanlardan hızla uzaklaşırlar..." (Bakara: 166)

Onuncu övünç noktası: Hasep yani soydan gelen şereftir. Eğer şeref faydalı olsaydı Yakup (aleyhisselâm), Yahudilere faydalı olurdu. Çünkü Yahudiler Yakııb (aleyhisselâm)'un evlâdıdırlar. Halbuki Yüce Allah şöyle buyurur: ”Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler..." (Mümtehine: 3)

44 ﴿