40

Âyetlerimiz hakkında onların yalan olduğunu veya sihir, ya da şiir olduğunu söyleyerek ileri geri konuşmak suretiyle onları tahrif ederek, bâtıl şekilde yorumlayarak

doğruluktan ayrılıp eğriliğe sapanlar Bize gizli kalmaz ve Biz onları bu sapmaları nedeniyle cezalandırırız. Burada yer alan ”ilhâd' aslında mutlak olarak meyletmek, sapmak anlamınadır. Bu kelimeden türeme ”lahd" kelimesi içinde de bu mânâ gizlidir. Çünkü lahd, kabrin bir yanında bulunmaktadır. Sonra dil örfünde hakkı bırakıp bâtıla meyletmek anlanmında kullanılmıştır. Buna göre âyetin anlamı; âyetlerimiz hakkında doğruluğu bırakıp eğriliğe meyledenler, demektir.

Bu beyandan sonra Yüce Allah onlara verilecek cezanın nasıllığı hakkında dikkatlerini çekmekte ve şöyle buyurmaktadır:

O halde yüzükoyun

ateşin içine atılan mı daha iyidir, bunlar bütün çeşitleriyle kâfirlerdir

yoksa kıyamet günü ateşten

güvenle gelen mi? Bunlar da bütün tabakalarıyla mü'minlerdir. Mü'minlerin ateşe atılmaları mümkün iken kıyamet günü güven içerisinde gelmelerinin ifade edilmesi, onların kıyamet günü her türlü korkudan emin olacaklarını mübalâğalı bir şekilde vurgulamaktadır.

Dilediğinizi yapın! İster yukarıda zikredilen ve sizi cehenneme sürükleyen ameli yapın, ister kıyamet günü güvenle gelmenize sebep olacak ameli yapın. Hangisini istiyorsanız onu seçin. Çünkü siz ancak kendi nefsinize zarar verirsiniz. Bu âyet-i kerime şiddetli bir tehdidi içermektedir.

Şüphesiz O, yaptıklarınızı görmektedir ve size amelinize uygun olarak karşılığını verecektir.

40 ﴿