42

Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. Yani Kur'ân'a bâtıl denilen nesne girmeye yol bulamaz. Hiçbir yönden Kur'ân'a erişmek için kendine yol bulamaz. Burada kitap, bâtılın hiçbir yönden kendisine girmeye imkân bulamaması açısından galip ve güçlü olan birinin koruması ile korunmuş olan kimseye benzetilmiştir. Onu koruyan kimse herhangi bir yönden düşmanının onun karşısına çıkmasına engel olur.

Âyet metninde yer alan ”bâtıl" dan maksat ya da şeytandır. Şeytan Kur'ân'a bir eklenti yaparak, ya da bir eksiltmede bulunarak onu değiştiremez. Ya da daha önce geçen kitaplardan onu yalanlayacak bir şey gelmez. Kur'an'dan sonra da onun hükmünü iptal edecek, ya da yürürlükten kaldıracak herhangi bir kitap gelecek değildir.

O, hikmet sahibi, mânâlarını değiştirmeye mani olan Rab,

çok övülen Allah'tan indirilmiştir. Çok övülen demek, övülmeye lâyık olan her türlü mahlûkun her yerde lisan-ı hâl ve makâl ile (hâl dili, söz dili) övmüş olduğu bir Rabdır.

Hazret-i Ali (radıyallahü anh)'dan rivayet olunuyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken işittim: ”Haberiniz olsun, ileride birtakım fitneler kopacaktır." Bu sözü duyunca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a; o fitneden kurtuluş yolu nedir ey Allah'ın Rasûlü, diye sordum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): ”Allah'ın kitabıdır. Onun içinde sizden öncekilerin ve sonrakilerin haberi vardır. Aranızdaki çekişmelerin hükmü vardır. O, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. Asla bir şaka değildir, Kim Kur'an'ı böbürlenerek terkederse Allahü teâlâ onu mahveder, kim Kur'ân'ın dışında hidayet ararsa Allahü teâlâ onu saptırır. Kur'an Yüce Allah'ın sağlam ipidir. O, zikr-i hakimdir. O, sırât-ı müstakimdir. Bu yol (sırât-ı müstakim) sayesinde heva ve heves insanı sapıtmaz, diller Kur'an sayesinde karışmaz, âlimler ondan doymazlar ve Kur'an çok okunmakla eskimez. İçindeki acaip ve olağanüstü mucizeler bitmez. O öyle bir Kur'an'dır ki, cinler işittiklerinde ondan vazgeçemediler ve : ”...Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik." (Cin: 1-2) dediler. Kim bunu söylerse doğru söylemiş, kim de Kur'an'la amel ederse doğru yolu bulmuş ve kim de Kur'an'a göre hüküm verirse âdil olmuş, kim de Kur'an'a çağırırsa kendisine sırât-ı müstakim gösterilmiş olur. ”(22)

42 ﴿