3Şüphesiz göklerde ve yerde yani bunların yaratılışında ve yıldızlar, dağlar, denizler vb. Yüce Allah'ın kudretinin nişaneleri olan şeylerin yaratılışında inananlar için âyetler vardır. Yani tasdik eden kimseler için Yüce Allah'ın Rab olduğunu gösteren canlı deliller, tevhid ehli için ilâhî deliller vardır. Burada özellikle mü'minlerin isimlerinin anılması, bu deliller ve canlı şahitlerden onların yararlanmaları sebebi iledir. Çünkü onlar yaratılmışlara bakarak yaratıcıya ve yoktan var edilmiş olan şeylere göz atarak, bunun yapıcısına gitmekte ve onun vahdaniyetine inanmaktadırlar. Zaten bu da imamn ilk kapısı olmaktadır. Bu sebeple iman ”iykaıı"a (kesin olarak görüyormuşçasına iman) takdim edilmiş, önce getirilmiştir. Bu âyette ”muzaf"ın (tamlanan) getirilmeyerek ”göklerde ve yerde... ”şeklinde söylenmesi daha sonra gelecek âyette de bu muzafın getirilerek ”sizin yaratılışınızda..." şeklinde zikredilmesinin sebebi şudur: Gökler ve yeryüzü birer yaratılmış mahluk olsalar bile yaratıklardan hiçkimse onların yoktan var edilişlerini görmemiş, buna şahit olmamışlardır. Nitekim bu gerçeğe Yüce Allah: ”Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına ne de bizzat kendilerinin yaratılışına şahit tuttum" (Kehf: 51) buyurarak işaret etmiştir. İnsanın ve onun yaratılışına dahil olan diğer canlıların yaratılışları ise böyle değildir. Çünkü bunların yaratılışları vasıtası ile ilk kez nasıl yaratıldıkları çıkarılabilir ve yine onların yaratılışları, üreyip çoğalmaları müşahade edilebilir. Şu halde bu canlılarda yaratılmış olma niteliği yer ve göklerden dalia belirgin olmaktadır. |
﴾ 3 ﴿