9O, âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman yani Bizim âyetlerimizden herhangi bir kısmı ona ulaştığı ve bunların âyetlerimizden olduğunu öğrendiği zaman... Yoksa ”âyetlerimizi nasılsa o şekliyle bilip öğrendiği zaman" demek değildir. Çünkü o, bu ifadeden uzaktır. Onlarla, âyetlerin tamamı ile alay eder. Yani sadece iş itmemekle kalmaz, tersine onları alaya alınacak birer nesne yerine koyar. Nitekim en-Nadr b. el-Hâris böyle idi. O, âyetleri alaya almış Acemlerin hikâye ve kıssaları ile onların karşısına dikilmişti. Bundan amacı sade insanlara bu âyetlerin herhangi bir hakikati ve gerçekliği olmadığını göstermekti. Nitekim Ebû Cehil de böyleydi. O, halka tereyağı ve hurma yedirmiş ardından: ”Buyrunuz! Zakkum yeyiniz. Muhammed'in sizi tehdit etmiş olduğu zakkum işte budur" demiş. Kuranda yer alan zakkumu tereyağı ve hurma olarak almıştı. Yukarıda belirtilen günahları sebebi ile onlar için... Burada ”onlar" zamiri ile bütün yalancılara işaret olunmaktadır. Çünkü onların tamamı yukarıda zikredilen çirkin hareketleri taşıyarak aynı niteliktedirler. İfadenin çoğul olarak getirilmesi bütün yalancıların bu kavrama girmeleri sebebi iledir. Nitekim daha önceki zamirler, her bir kişi tek tek kastedildiği için tekil olarak getirilmişti. Alçaltıcı bir azap vardır. Onları zelil kılacak, kuvvetlerini ve izzetlerini yok edecek bir azap vardır. Burada azap kelimesinin ”alçaltına" sıfatı ile sıfatlanması Allah'ın âyetlerini alaya almaları, büyüklük taslamaları fiiline karşılıktır. |
﴾ 9 ﴿