13

O, göklerde ve yerde ne varsa göklerdeki ve yerdeki bütün varlıkları sizlerin menfaatlerinize sunmak sureti ile

hepsini kendi katından size boyun eğdirmiştir. Göklerde ve yerde bulunan bütün bu varlıklar Allah tarafından yaratılmış ve insanların istifadesine sunulmuştur.

"Fethurrahman" isimli eserde belirtildiğine göre bütün nimet verme olayları, Allah'ın fazlından ve ihsanındandır. Çünkü hiçbir kimse bu nimetleri bizzat kendisi hak edebilmiş değildir. Tam tersine Yüce Allah insanlara nimet vermeyi cömertliğinin bir sonucu olarak kendisine vacip kılmıştır.

Âyet metninde yer alan ”hepsini" şeklinde tercüme edilen ”cem'an" kelimesi ya göklerde ve yerde ne varsa tüm olarak, demektir, ya da ifadeyi pekiştirmek için getirilmiştir.

Elbette bunda yani zikredilen büyük olaylarda Allah'ın yaratmasındaki göz alıcı güzellikleri

düşünen bir toplum için yaratıcının varlığına, sıfatlarına delâlet eden büyük

ibretler vardır. Çünkü bu kimseler bütün bu gerçeklere bakarak Yüce Allah'ın nimetlerini, bunlardaki incelikleri kavrarlar, o nimetlere şükretmeye muvaffak olurlar. Bir hadisi şerifte şu ifadeler yer almaktadır: ”Şeytan sizden herhangi birinize gelir ve : 'Gökleri kim yarattı', diye sorar. Soruya muhatab olan kimse, 'Allah' diye cevap verir. Şeytan tekrar sorar: 'Yeryüzünü kim yoktan var etti?' Soruyu dinleyen kimse, 'Allah' diye cevap verir. Şeytan tekrar sorar: Allah'ı kim yarattı?' İçinizden herhangi biriniz böyle bir durumla karşılaşırsa: 'Amentü billahi ve rasûlihi yani ben Allah'a ve onun peygamberine iman ettim,' desin." (2)

2- Bu hadisi İmam Buharî rivayet etmiştir. Müslim aynı hadisi şu lâfızlarla ifade eder: ”Şeytan gelir ve sorar: 'Şunu kim yarattı, şunu kim yoktan var etti?' Bu sorularını sorup en sonunda 'Rabbini kim yarattı' der. İşte Şeytan bu soruya geldiği zaman soruya muhatab olan kimse Allah'a sığınsın ve uyanık olsun." Bu hadisin sahihayn da ve Ebû Davud'da başka rivayetleri de vardır. Bkz. Camiu'l-Ahkâm, 5/56.

Bilinmeli ki tefekkür etmek ibadetlerin en üstünü ve en efdalidir. Çünkü kalbin yaptığı amel, nefsin amelinden daha yüce ve daha üstündür.

Bu âyeti kerimede işaret olunuyor ki gökler, yeryüzü ve bunların içinde bulunan neler varsa tamamı insan için yaratılmıştır. Çünkü bunların varlığı insanın varlığına tâbidir. Aslında Yüce Allah'ın, meleklerini Hazret-i Âdem (aleyhisselâm)'e secde ettirmiş olması bu konu için yeter de artar bile. Çünkü bu her şeyin insanın emrine verildiğinin en son noktasıdır. İnsanoğlu göklerde ve yeryüzündekilerden çok daha şereflidir. Bir örnek vermek gerekirse Allahü teâlâ  herhangi bir meyveyi yaratmak istediğinde onun ağacını yaratır ve o ağacı meyve vermeye elverişli kılar. İşte içindeki varlıkları ile şu âlem de bir meyve ağacı mesabesindedir. Bu ağacın meyvesi insanoğludur. Bu mananın büyüklüğünden dolayı Yüce Allah: ”Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır" ifadesini kullanmaktadır. Bunun manası şudur: Bu manalarda kalbi imanın ve irfanın nuru ile aydınlanmış olan bir toplum için insanoğlunun şerefini ve mükemmelliğini gösteren ibretler ve deliller vardır. Çünkü kalbini imanın ve irfanın nuru ile aydınlatanlar sağlam bir fikirle düşünmektedirler.

13 ﴿