MUHAMMED SURESİMedine devrinde nazil olmuştur, 38 âyettir. 1İnkâr edenlerin ve Allah'ın yolundan yani İslâm'dan ve hak yola girmekten yüz çevirenlerin... Bu mana: ”saddû" fiilinin, ”sudûd" mastarından olduğuna göredir. Ama ”sadden" mastarından geldiği düşünülürse o zaman âyet: ”İnsanları Allah'ın yolundan alıkoyanlar" şeklinde anlaşılır ki, onlar, Bedir Savaşı günü, askerlere yemek veren azgın müşriklerdi. Onlar, Hazret-i Peygamber'e ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını göstermek için müşrik ordusuna yemek vermişlerdi. Bu izaha göre, ”ve saddû an sebili ilah" cümlesi, bundan önceki ”İnkâr edenler" cümlesinin ifade ettiği genel manayı tahsis etmektedir. Ama, uygun olanı, onun da tüm kâfirlere şâmil olduğunu kabul etmektir. Amellerini, Allah boşa çıkarmıştır. Onları iptal etmiş, zayi etmiş, hiç yapılmamış gibi tesirsiz kılmıştır. Bunun anlamı: Allah'ın, o amellerin geçersizliğine hükmetmesidir. Onların sılayı rahim, misafire ikram, esirleri serbest bırakma ve benzeri iyi hareketlerinin, imanları olmadığı için hiçbir etkisi yoktur. Allah (celle celalühü) onların Rasûlüllah'a tuzak kurmak ve doğru yoldan çevirmek için yaptıklarını da, Rasûlü'ne yardım etmek ve dinini bütün dinlere üstün kılmak suretiyle boşa çıkarmıştır. Bu izah şu âyete uygun düşmektedir: ”İnkâr edenlere gelince, onların hakkı helaktir. Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır." (Muhammed: 8) Yine bu, ”kâfirlerle karşılaştığınız zaman..." diye başlayan dördüncü âyetin anlamına uygundur. |
﴾ 1 ﴿