6

Onları, özelliklerini dünyada iken

kendilerine tanıttığı böylece iştiyakla arzuladıkları veya herbirinin kendi yerini bileceği ve bulacağı kadar bildirdiği

cennete koyar. Sanki kişi, yaratılalı beri orada eğleşmektedir. Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: ”Herbiriniz cennetteki evini dünyadaki evinden daha çok tanır. ” (2)

2- Hadisi Buhârî: ”Muhammed'in canı elinde olan Allah'a yemin ederim ki, onlardan biri evini daha iyi bilir..." şeklinde bir lâfızla tahric etmiştir. Câmiu'l-Usûl, 10/549.

"Tanıttığı" diye ifade ettiğimiz ” arrafehâ" kelimesi el-Müfredât adındaki eserde: ”Onlar için güzelleştirdi ve süsledi" manası verilmiştir.

Bir kısım âlimler de : ”Sınır koydu, ayırdı, sınırlarını belirledi ” anlamına geldiğini söylemişlerdir. Çünkü cennetliklerin herbirinin yeri sınırlanmış ve ayrılmıştır."

Şehitlerin faziletlerinden birisi şudur: Cennete giren hiçbir kimse, dünyada ne varsa hepsi verilse bile, cennetten çıkmayı istemez. Şehitler bu hükmün istisnasıdırlar. Çünkü onlar, Allah'ın kendilerine olan izzet ve ikramlarını görünce defalarca dünyaya dönüp, ilkinde olduğu gibi tekrar tekrar şehid olmayı isterler. Şehidin, daha önce işlemiş olduğu Allah hakkına dair bütün günahları bağışlanır. Şehitlik onların hepsinin üstünü örter. Bir hadisi şerifte Şöyle buyurulmaktadır: ” Şehidin, borcunun dışındaki bütün günahları bağışlanır."

Hadiste geçen borçtan maksat: Gasp, malı haksız yere yemek, kasden adam öldürmek, kasden yaralamak ve benzeri kul haklarıdır. Gıybet, söz taşıma, iftira ve benzeri günahlar da bu kabilden sayılır. Çünkü bu hakların affı için mutlaka hak sahibi tarafından alınmaları gerekir.

Kurtubî şöyle der: ”Sahibini, cennetten alıkoyacak olan borç, yeterli mal bırakılıp da ödenmesi için vasiyet edilmeyen veya borçlunun ödeme gücüne sahip olduğu halde ödemediği ya da zaruri bir ihtiyacı olmadığı halde alıp kimseye söylemeden öldüğü borçtur. Zaruri bir ihtiyacından ötürü alıp da yeterli mal bırakmadan ölen borçluyu ise, ister şehit olsun ister başka biri Allah cennetten alıkoymaz. Onun yerine öder ve alacaklarını razı eder. Nitekim Hazret-i Peygamber bu konuda şöyle buyurmuştur: 'Geri ödemek niyetiyle insanlardan borç alan kişinin borcunu Allah öder. Telef etmek (ödememek) maksadıyla borç alanı ise, Allah telef eder. '“(4)

Âyeti kerime, büyük ve küçük cihada teşvik etmektedir. Onu bir düşman öldürürse şehid olur. Nefs-i emmâreye, şeytana ve kâfirlere karşı savaşmakta Allah'ın yardımını dileriz.

6 ﴿