11Bu, önceki milletlerin başına gelen azabın, şimdiki kâfirlerin de başına gelecek olması, -kimi bilginler ”bu"ndan maksadın; müminlerden yardım gören muzaffer kişiler; kâfirlerden ise aşağılanmış kökleri kazınanlar olduğunu söylerler- Allah'ın iman edenlerin, imanları sebebiyle açıkta ve gizlide düşmanlarına karşı yardımcısı olmasından, inkâr edenlerin ise yardımcısı bulunmadığından dolayıdır. Yani küfürleri sebebiyle, onların başına gelen azabı savacak yardımcıları yoktur. Ayette ”yardımcı" diye tercüme ettiğimiz ”mevlâ" kelimesi ile, burada yardım murâdedilmiştir, ubudiyet (kulluk) değil. Çünkü gerçekte tüm yaratıklar, Allah'ın kullarıdırlar. Nitekim bir âyette: ”Sonra onlar gerçek sahipleri (mevlâları) olan Allah'a götürülürler..." (En'am: 62) buyrulmaktadır. Burada ”mevlâ" mâlik ve yaratıcı anlamındadır. Ayetin manasının: Her ne kadar gerçek sahip ve yaratıcıları Allah ise de, putlara taptıkları için ”inançlarına göre mevlâları yok" şeklinde olması da muhtemeldir. Denildiğine göre, Kur'an-ı Kerim'deki en umut verici âyet budur. Çünkü Allah: ”Zahidlerin, âbidlerin mevlâsı" dememiş, ”iman edenlerin mevlâsı" buyurmuştur. Mü'min, âsî bile olsa, inananlar zümresine dahildir. İki türlü ordu vardır. Bunlar: Duâ ordusu ve savaş ordusu. Savaş ordusu nasıl ki, din ve takva sahasındaki güçlü erleri sebebiyle muzaffer olur, Allahü teâlâ 'nın lütuf ve keremlerinden mahrum olmazsa, duâ ordusu da aynıdır. Görünüşleri ve dünyalıklarında zayıf olan erleri sebebiyle duaları kabul edilir. Allah'ın kapısından kovulmazlar. Nitekim bir hadiste Hazret-i Peygamber: ”Şüphesiz, zayıflarınız sebebiyle yardım edilirsiniz," (5) buyurmuştur. 5- Hadisi Buhârî ve Nesâî, ”Siz ancak zayıflarınız sebebiyle rızıklandırılır ve yardım edilirsiniz" lafzıyla tahric etmişlerdir. Bkz. Câmiu'l-Usûl, 4/677. Şeyh Sa'dî şöyle der: ”Kâfirler ancak putlar ve tâğût gibi, aslı olmayan şeylere taparlar. Bundan dolayı yardım görmezler. Mü'minler ise gerçek varlığa. Allah'a taparlar. Bu yüzden, sıkıntılarında Allah onlara yardım eder. Aynı şekilde, kâfirler kalelere ve silâha sığınırlar. Müminler ise güçlü ve kuvvetli olan, bütün kapıları açan Allah'a güvenirler. Onun için Allah her durumda onların yardımcısıdır." Rivayet edildi ki: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir savaştan sonra bir ağacın altında tek başına oturuyordu. Bir müşrik silâhla üzerine saldırdı ve :"Seni benden kim kurtaracak?" dedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ”Allah" dedi. Müşrik yere düştü. Kılıcı Rasûlüllah alıp: ”Şimdi sen söyle bakalım. Seni benden kim kurtaracak?" dedi. Müşrik: ”Hiç kimse," cevabını verdi.(6) Sonra da Müslüman oldu. Yardım eden Allah, bizi yardım görenlerden eylesin. Amin. |
﴾ 11 ﴿