10Mü'minler ancak kardeştirler. Kardeş aslında aynı ana babada veya bunlardan birinde ya da aynı kadının sütünü emmede ortak olan kişilerdir. Bir başkası ile kabilede, dinde, sanatta, muamelede, sevgide ve başka münasebetlerde ortak olan kişiye de istiare yoluyla kardeş denilir. Bazı dilciler, soy bakımından olan kaidesin çoğulunun ilıve, dostluktan dolayı olan kardeşin çoğulunun da ihvan olduğunu söylerler. Ama bunların birbirleri yerine kullanıldıkları da vardır. Bir hadiste Hazret-i Peygamber: ”Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. ”(6) buyurmuş ve kardeşleri ihvan kelimesi ile ifadelendirmiştir. Mü'minler, kan kardeşlerin, dünya hayatının sebebi ve vücudu olan asla yani babaya müntesip oldukları gibi, ebedî hayatın gereği olan asla yani imana da müntesiptirler. Âyeti kerime, hayatın sebebi olmaları bakımından imanın babaya benzetilmesi esasına dayanan, teşbihi beliğ kabilindendir. O halde iki kardeşinizin arasını düzeltin ve... Cümlenin başındaki ”fâ" harfi, din kardeşliğinin, araları ıslahı gerektirdiğine işaret etmek içindir. İki kardeşin anılması, araları bozuk olan daha fazla kişinin aralarını düzeltmenin daha öncelikli bir görev olduğunu gösterir. Çünkü daha fazla insan arasında fitne ve fesat daha çok olur. Yaptığınız ve terkettiğiniz tüm işlerinizde -emrolunduğunuz ara bulmada bunlardandır- takvanızdan dolayı sizin kardeşlerinizi esirgediğiniz gibi esirgeneceğinizi umarak Allah'tan korkun ki size rahmet edilsin. Biliniz ki, İslâm kardeşliği, soy kardeşliğinden daha güçlüdür. Çünkü İslâm kardeşliğinin bulunmaması halinde soy kardeşliğinin hiçbir değeri yoktur. Nitekim bir Müslüman ölse ve onun kâfir bir kardeşi olsa, malı o kardeşe değil İslâm kardeşlerine (Müslümanların hazinesine) kalır. Kâfir olan kardeş öldüğünde de onun malı Müslüman kardeşine kalmaz. Çünkü bunların arasını birleştiren fasit bağa itibar edilmez. Muteber olan şer'î bağdır. Nitekim aynı adamın zina mahsulü olan iki kardeş birbirlerine vâris olamazlar. Bu anlam âyetteki ”innemâ- şüphesiz" kelimesinden anlaşılmaktadır. Sanki âyette şöyle buyurulmaktadır: ”Kardeşlik ancak mü'minler arasında olur. Mü'min ve kâfir arasında kardeşlik söz konusu olamaz." Kendin için istediğini kardeşin için istemen, onu sevindiren şeyin seni de sevindirmesi, onu üzen şeyin seni de üzmesi, onu sana karşı yardım durumunda bırakmaman din kardeşliğinin gereklerindendir. Senden yardım isterse yardım et, ister zalim olsun ister mazlum, ona yardım et. Zulmünü engellemen, zalime yardım etmendir. Bir hadiste şöyle buyurulmaktadır: ”Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu düşman eline vermez. Her kim kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da buna karşılık onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir Müslümanın ayıbını örterse. Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. ” (7) Kardeşinin durumunu öyle araştırmalısın ki, hiç bir ihtiyacı sana gizli kalmasın ve senden istemek zorunda kalmasın. Onu özür dilemek zorunda bırakma, ihtiyacını karşıla. Eğer ihtiyacının ne olduğunu bilemezsen, kendini ayıpla, Günah işlediğinde onun için tevbe et, hastalandığında ziyaret et. Bütün bunlar kardeşinin haklarındandır.  | 
	
﴾ 10 ﴿