29

Karısı feryad ederek geldi. Sâre, bir kenarda onlara bakıyordu. Onların müjdesini duyunca şiddetle feryad ederek veya ah çekerek evine geldi. Hayız kanının hararetini hissettiği için hayadan ötürü

yüzüne vurarak bağırdı. Bir şeye hayret edenlerin yaptıkları gibi, parmaklarının ucu ile alnına vurmasının murad edilmiş olabileceğini söyleyenler de vardır. Çünkü bu, bir şeyi yadırgadıklarında kadınların yaptıkları bir âdettir.

'Ben kısır bir kocakarıyım!' dedi. Yani gençliğimde hiç doğurmadım. Şimdi doksan dokuz yaşına gelmişken nasıl doğurayım. Yaşlı kadın, birçok şeylerden âciz hale geldiği için, ”âcûz" diye adlandırılmıştır. Kısırlığın Arapçası olan ”aknı" kelimesi, ”iz kabul etmeyen kuru" anlamına gelir. Kısır kadın, erkek suyunu kabul etmeyen kadındır. Kamusla, kısırlık anlamındaki kelimenin köklerinden olan ”ukm" un, rahimde teşekkül eden ve çocuk kabul etmeyen bir kütle anlamında olduğu söylenilir.

Sâre, ömründe hiç doğurmamış kısır bir kadındı. Gençliğinde ve orta yaşlılığında doğurmayıp da, yaşlanıp menapoz dönemine girince, kendisinin çocuk doğuracağı haberini kabullenemedi. Bu, hâşâ Allah'ın kuvvetinden şüphe etmek değil, âdet gereği bir yadırgamadır.

29 ﴿