41

Âd kavminde de ibretler vardır. Onlara, yani doğrudan kendilerine, kendilerine bağlı olarak da evlerine ve mallarına

kasıp kavuran rüzgârı gönderdik. ”Kasıp kavuran" diye terceme ettiğimiz ”akîm" kelimesinin aslı ”ukm", Kâmus'da belirtildiğine göre, rahimde bulunan ve çocuk kabul etmeyen bir kütledir. Rüzgâr onları telef edip, köklerini kazıdığı için, yahutda yağmur meydana getirmek veya ağaçları aşılamak gibi bir hayır içermediği için bu kelime ile nitelenmiştir.

Bahru'l-Ulûm'da şöyle denilmektedir: ”Herhalde insanları helak etmek suretiyle, rahimleri çocuktan kesmeye sebep olduğu ve onların arkalarında bir şey bırakmadığı için, akîm diye adlandırılmıştır. Bu, azap ve helâk rüzgârlarındandır. Hazret-i Ali (radıyallahü anh)'nin dediğine göre bu, ”Nukbâ"dır. Nukbâ: İki rüzgâr arasında kalıp yönünden sapan veya sabâ ve kuzey rüzgârları arasında kalıp yönünden sapan rüzgârdır.

İbn Abbas'a göre ise bu rüzgâr ”Debûr'dur. Bu görüşü, Hazret-i Peygamber'den rivayet edilen şu hadis destekler: ”Ben Sabâ rüzgârı ile desteklendim. Ad kavmi ise Debûr ile helak edildi. Debûr, Sabânın mukabili olan rüzgârdır." Yani bu rüzgâr batıdan eser. Sabâ rüzgârı ise doğudan eser."

Îbnu'l-Müseyyeb ise, buradaki rüzgârın güney rüzgârı olduğunu söylemektedir.

41 ﴿