16

Oraya giriniz, sıcaklığını ve şiddetini kıyaslayınız.

İster sabredin ister sabretmeyin. Çünkü sizin için oradan kurtuluş yoktur. Bu, onların umutlarını kesmek için söylenmiş bir sözdür.

Artık sizin için eşittir. Yani sabretseniz de sabretmeseniz de size fayda vermiyeceği hususunda -azabın def edileceği ve hafifletileceği hususunda değil- işittir. Sabır, fayda vereceği zaman gereklidir. O da sadece dünya hayatında olur. Dünyada taatlere sabreden, âhirette feryad etmez. Çünkü sabır, her ne kadar acı ise de sonu tatlıdır.

Siz ancak yaptıklarınıza karşılık cezalandırılacaksınız. Bu ifade ile sabredip sabretmeme arasında fark olmayışı açıklanmaktadır. Çünkü ceza, onların küfürlerine ve çirkin amellerine karşılıktır. Allah yalan söylemeyeceğine göre dünyadaki tehdidin gereği olarak vukuu kesindir. Dolayısıyla faydasının olmayacağı konusunda sabredip sabretmemek arasında fark yoktur.

et-Te'vîlât en-Necmiyye isimli eserde şöyle denilmektedir: ”Siz ancak dünyada iken yaptığınız hayır ve şerrin karşılığını görürsünüz. Âhirette yapacağınız sabır, itaat, baş eğme, ve duaya karşılık değildir. Çünkü onlardan hiçbirisi fayda vermez. Özetle onlara denilecek şudur: ”Orada alçaklıkça alcalin! Benimle konuşmayın artık. ” (Mü'minûn: 108)

16 ﴿