16O zaman, Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. Bu ifade, Sidre'yi daha çok ta'zim içindir. Mana şudur: Muhammed (aleyhisselâm) Sidre'nin yanında, onu nicelik ve niteliğini dillerin ifade edemiyeceği, yazıların vasfedemiyeceği şeyler kapladığında Cebrail'i gördü. Hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur: ”Orasını, ne olduğunu bilmediğim renkler kaplamıştı. Allah'ın hiç bir yarattığı onu niteleme gücüne sahip değildir." Diğer bir hadis de şöyledir: ”Sidre'yi altından kelebeklerin kapladığını gördüm. Her yaprağın üzerinde Allah'ı tesbih eden bir melek gördüm." Bir başka rivayette: ”Onu refref yani yeşil kuşlardan bir grup kuş kaplar." Bir rivayette ise: ”Onu altından kelebekler veya çekirgeler kaplar," denilmektedir. Bir başka görüşe göre ise: Allahü teâlâ, dağa tecelli ettiği gibi, oraya tecelli ettiğinde, Allah'ın nurunun ışıkları kaplamıştı. Ama o dağdan daha kuvvetli olduğu için, dağın parçalandığı gibi, o parçalanmadı. Buna sebep, dağın, zayıf olan mülk âleminde, Sidre'nin ise kuvvetli olan melekût âleminde oluşudur. Bu yüzden, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Cebrail'i en yüksek ufukta gördüğü zaman bayıldığı gibi, burada gördüğü zaman bayılıp düşmemiştir. Çünkü mübarek vücudu son derece lâtif ve dayanma gücü de oldukça fazla idi. Sidre'yi kaplayanların, onun yanında Allah'a ibadet eden veya insanların Kabe'yi ziyaret ettikleri gibi orasını teberrüken ziyaret eden büyük bir melek topluluğu veya Hazret-i Peygamberi karşılamak için gelen melekler -çünkü onlar, Efendimizi karşılamak için izin istemişler ve bu izin kendilerine verilmiştir- olduğu şeklinde de görüşler vardır. Denildiğine göre melekler oraya eli boş gelmezler. Her biri, üzerinde sayılamayacak letâif olduğu halde cennet tabaklarından bir tabakla gelirler. Ona yaklaşmak için Rasûlüllah'ın huzurunda dururlar. Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: ”Rasûlüllah'a Sidre'nin yanında üç şey verildi. Bunlar: Beş vakit namaz, Bakara sûresinin son âyetleri ve ümmetinden, Allah'a hiçbir şey ortak koşmadan ölenlerin bağtşlanışı." (7) |
﴾ 16 ﴿