12

Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. Yani bütün yeryüzünü sanki akan ve fışkıran pmarlarmış gibi yaptık. Yerin suyu tıpkı ateş gibi hararetli idi.

Su yani göğün ve yeryüzünün suyu

takdir edilmiş bir iş için herhangi bir uygunsuzluk olmaksızın Yüce Allah'ın takdir ettiği hâl üzere olarak, ya da takdir edilmiş ve düzen verilmiş bir hâl üzere ki bu, gökten inecek suların yerden fışkıracak sular kadar olacağı yolunda takdir edilmesidir, ya da Yüce Allah'ın takdir ettiği bir iş için ki bu da Nuh kavminin tufan ile helak edilmesi işidir. Bu son durumda âyette geçen ”alâ" kelimesi sebep bildirmek için olur. İşte göğün ve yeryüzünün suyu takdir edilmiş olan bir iş için

birleşti ve bu sular, yeryüzünde en yüksek dağ tepesinin seksen arşın üstüne çıktı.

Âyet metninde ”su" kelimesinin tekil olarak kullanılması, ”iki su" denilmemesi, göğün suyu ile yeryüzünü suyunun birbirine yaklaşma ve kıyı kıyıya gelme biçiminde değil, tam tersine birbirine tamamen karışmış olduğunu ifade etmek ve vurgulamak içindir.

12 ﴿