13Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? Hitap, insanlara ve cinleredir. Onuncu âyetteki insanları ve cinleri içine alan ”canlılar" ifadesi buna delâlet eder. Ayrıca otuz birinci âyetteki: ”Ey insanlar ve cinler!" hitabı da bunu ifade etmektedir. ”İnsanı yarattı ” (Rahman:3) ve ”cinleri... yarattı" (Rahman: 15) âyetlerinde iki gurubun babalarının zikredilmesi, hitabın insan ve cinlere ait olduğuna işarettir. ”Etala ”, nimetler demektir. Bahru'l-Ulûm tefsirinde şöyle denilmektedir: ”El-âla, insanlara ve cinlere ulaşan açık ve gizli nimetlerdir. Dolayısıyla, 'el-âlâ' ' sadece aşikâr nimetlerin, 'en-nâ'mâ' ise gizli nimetlerin adıdır, sözü geçersizdir. ”Doğrusu ise, bu iki lâfzın, üsûd ve lüyûs (ikiside aslan demektir) gibi aynı mânâya yâni nimet manâsına geldikleridir. Âyette, 'nimetleri inkâr etmek', yalanlamak sözü ile belirtilmiştir. Zira bu anılan nimetlerin iman etmeyi gerektirdiğine bizden bir şahitliktir. Şehadette bulunmayıp inkâr etmeleri şüphesiz bu nimetlerin yalanlanması demektir. Buna göre âyetin mânâsı şöyledir: ”Durum bütün yönleriyle açıklanınca halâ Rabbinizin ve sahibinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz? Halbuki bu minelerin hepsi de gerçeği haykırmakta ve doğruyu ilân etmektedir. Âyetteki soru, takrir yani bu nimetleri kabule ve onlara şükrün gerekli olduğunu itirafa zorlamak içindir. Cab ir (radıyallahü anh)'d en şöyle rivayet edildi: ”Allah Rasûlü bize Rahman sûresini sonuna kadar okudu. Sonra da: 'Bakıyorum susuyorsunuz. Cevap verme yönünden cinler sizden daha iyi. 'Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?' âyeti kendilerine her okunduğunda mutlaka şöyle cevap verirler: Ey Rabbimiz! Nimetlerinden hiçbirini yalanlamayız. Sana hamdolsun.'İX) Bu âyetin sûre içersinde tekrarlanması, gafleti gidermek, nimeti hatırlatmak ve ikramı itiraf etmek içindir. Nitekim Araplar şöyle derler: ”Size nice nice nimetler vardır." Yine bu, kendisine çeşit çeşit iyilikler yapıp da bunları inkâr eden birisine şöyle demene benzer: ”Seni fakirken zengin yapmadım mı? Bunu inkâr eder misin? Seni çıplakken giydirmedim mi? Bunu inkâr edebilir misin? Zayıfken güçlendirmedim mi? Bunu inkâr edebilir misin?" Bürhânü'l-Kur'an adındaki eserde şöyle denilmektedir: ”Bu âyet otuz bir defa tekrar edildi. Cenab-ı Hak bunların sekizini, içinde mahlûkâtın acaib hallerinin, sanatının inceliklerinin, mahlûkâtın başlangıç ve sonlarının belirtildiği âyetlerden sonra zikretti. Yedisini, cehennemin yedi kapısına karşılık, içinde cehennem ve cehennemin zorluklarının belirtildiği âyetlerden sonra getirdi. Bunların azap âyetlerinden sonra getirilmesi münasip oldu. Çünkü bunlardan korkup korunmak, anılan nimetlere denk nimetlerdir. Yahut da cehennem sıkıntılarının düşmanlar başına gelmesi, nimetlerin en büyüklerindendir. Bu yediden sonra, cennetin sekiz kapısına karşılık olarak cennet ve cennetliklere dair sekizini, daha sonra da bunlardan başka iki cennetle ilgili olarak sekizini zikretti. İlk sekizine kim itikad eder, gereğince amelde bulunursa her iki sekizde vaadedilen nimetleri hak eder. Allah onu yedi âyette geçen cehennem sıkıntılarından korur." |
﴾ 13 ﴿