11

Kim Allah'a güzel bir ödünç verecek olursa, Allah da onun karşılığını kat kat verir. ”İkraz", gerçekte bedelini almak üzere bir malı vermektir. Harcamada halisane davranmaktır. Yani en değerli malı ve en faydalı yönü araştırmak ve inalı, Allah için vermektir. Buna göre mana şöyledir: Kim malını, karşılığını Allah'tan umarak Allah yolunda harcarsa, bir nevi Allah'a borç vermiş kimse gibidir.

"Karz"dan maksat, sadakadır da denmiştir. Başka bir yorum da şudur: Aslında karz, ”karaza's-sevbe bil mikraz" yani elbiseyi makasla kesti sözünde olduğu gibi kesmek demektir. Daha sonra kişinin, mallarından kesip ayırdığı ve karşılığını iade etmek şartıyla ayn olarak verdiği şeye ”karz" denmiştir. Mana şöyledir: Allah'a kim güzel yani helâl ve temiz bir mal verir? Zira Allah sadece temiz ve helâli kabul eder. Kim Allah'a ödünç verirse Allah ona lütuf olarak kat kat verir.

Ayrıca ona değerli bir mükâfat da vardır. Kendisine kat kat verilen bu karşılığa ilâve olarak verilen bu ”değerli mükâfat", bizzat çok güzel ve çok değerlidir. Kat kat olmasa bile yarışmaya değer. Bir de kat kat olunca ne kadar yarışmaya değer olduğunu siz düşünün.

Rivayet edildi ki, bu konuda âyet nazil olunca Ebû Dahdah, sahip olduğu bütün malların yarısını Allah yolunda sarf etti. Öyle ki, altıyüz hurma ağacı olan bahçesini bile tasadduk etti. Sonra hanımı Ümmü'd-Dahdâh'a gelip:"Ben Rabbimc biat ettim ve bahçemi tasadduk ettim" deyince o da: ”Çok kârlı bir alış veriş,"dedi. Rasûlüllah da şöyle buyurdu: ”Ebû Dahdah için cennette nice iri salkımlar vardır. ”(7)

Âlimlerden birisi şöyle dedi: ”Allah onlardan ödünç istedi. Şayet onlarda kişilik olsaydı, Allah istemeden, değil malı kendilerini bile verirlerdi. Çünkü kul ve sahip olduğu her şey Mevlâsınındır. Bu gölge varlığı feda ederlerse Allah katında hakiki varlığı elde ederler. Böyle yapan kimse için. Allaha doğru yol alması ve onun yüce kapısının eşiğine yönelmesi nisbetinde mükâfat vardır."

11 ﴿