10Bilinen gizli konuşmalar, -ki bu konuşmalar az ileride gelecek olan ”iman edenleri üzmek için" ifadesinin delâleti ile günah ve düşmanlığı fısıldayan konuşmalardır.- İman edenleri üzmek için şeytandandır, başkasından değildir. Çünkü şeytan o sözleri güzelleştirir ve onları konuşmaya teşvik eder. İşte bu açıdan sanki bu sözler şeytandandır. ”İman edenleri üzmek için" yani onların üzüntülerini harekete geçirmek için demektir. er-Râgıb der ki: ”Kelime olarak Arapçada ”hüzün" ve ”ham", sert yeryüzü anlamına huşunet kökündendir. İnsanın ruhundaki huşunet yani sertlik ise, gam ve kedere sebep olması sebebi iledir. Buna göre âyetin mânâsı şöyle olur: Bu sözler şeytanın, mü'minleri kendilerine hayatlarında bir belâ geldiği kanaatini uyandırarak üzmesi içindir. Yani şeytan onlara, askerleriniz yenildi, akrabalarınız hep öldürüldü, vesvesesini vererek onları üzer ve savaş için gerekli tedbirleri almakta onların azmini gevşetir ve buna benzer mü'minlerin kalblerini ve gönüllerini bulandıran başka düşünceler akıllarına getirir. Hadisi şerifde şöyle yer alır: ”Üç kişi bir araya geldiğiniz zaman iki kişi o arkadaşından gizlice birbirleri ile konuşmasın, çünkü bu onu üzer" buyrulmuştur. (4) Oysa o şeytan, ya da gizli konuşma, Allah'ın izni olmadıkça onlara hiçbir zarar veremez. el-Esiletül Mukhame'de şu ifade yer alır: Üzüntünün amacı hangi açıdandır diye sorulursa, deriz ki, çekilen üzüntünün sonu iyi ise, aslında bu üzüntü olmaz. Bu ifade, usul ve metodla ilgili bir nükteyi ifade etmektedir. Çünkü zararın sonucunda sevap varsa aslında bu zarar değildir. Fayda da eğer sonuç olarak azap getiriyorsa aslında fayda sayılmaz. Mü'minler bütün işlerini Allah'a havale etmiş olmak, O'na güvenmiş bulunmak ve kâfirlerin gizli konuşmalarına aldırış etmiş olmamak için yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. Çünkü Yüce Allah, müminleri onların şerrinden ve zararından koruyacaktır.  | 
	
﴾ 10 ﴿