4

Göklerde ve yerde küllî ve cüzi işlerden, açık ve gizli hallerden

ne varsa bilir. Aranızda

gizlediklerinizi ve işlerden

açıkladıklarınızı da bilir. Bu. Allah'ın kullarına olan vaadini ve tehdidini te'kiddir.

Burhânu'l-Kuran'da şöyle denilmekledir: ”Dünya ve gök ehillerinin tesbihleri, azlık çokluk ve yakınlık uzaklık bakımından farklı olduğu için, sûrenin başında 'ma' tekrarlanmıştır. Aynı şekilde onların, gizledikleri ve açığa vurdukları da farklıdır. Çünkü onlar birbirlerine zıt varlıklardır. Onun için burada da 'mâ' tekrarlanmıştır.

Ancak ”ya'lemu mâ fi's-semâvâti ve'l-ardi sözünde 've'l-ard' kelimesinin başında tekrarlanmamıştır. Çünkü bunların her ikisi de Allah'ın ilmi bakımından tek şeydirler. Hiçbir şey O'na gizli kalmaz."

Allah göğüslerde olanları da çok iyi bilir. O, insanların göğüslerinde, onlardan asla ayrılmayacak derece gizli olan, saklanan her şeyi ihata edendir. Öyle olunca, onların açığa vurduklarını ve gizlediklerini nasıl bilmesin? İnsanın içindeki bilgilere, göğüsteki lere benzediği ve orada biriktirildiği için ”' zâtü's-sudûr" denilmiştir.

Ayette, görünen şeyleri beyandan, görünmeyenleri açıklamaya doğru bir geçiş vardır. Çünkü denilmektedir ki Allah göklerde ve yerde olanları, insanların göğsündeki açık ve gizli şeyleri ve henüz hasıl olmayıp kalplerde gizli, gömülü olanları bilir.

4 ﴿