4Kadınlarınızdan yaşlılıklarından dolayı âdetten kesilmiş olanlar... Bu süreyi altmış yaşla sınırlandırdılar. Buna göre şayet bir kadın bu yaştan sonra kan görürse o, hayız sayılmaz, ”Kesilmiş olan" diye terecine edilen ”yeisne" fiilinin mastarı olan ”ye's" umudun zıddıdır, umutsuzluk demektir. ”Adet" diye terceme ettiğimiz ”hayz" da, kadının rahminden gelen kandır. Şeriat ıstılahı olarak hayız, ergenlik çağma gelmiş olan kadının -bir hastalık ve menapoz halleri dışında- rahminden gelen kandır. Ve küçüklüklerinden dolayı henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, yani şüphe ederseniz ve kanlan yaşlılıkları sebebiyle kesildiği için hükümleri size karışık gelir de, iddetlerinin nasıl olduğunu bilemezseniz onların iddetleri üç aydır. Âdet görürken herhangi bir özürden dolayı henüz menapoz dönemi gelmeden önce âdeti kesilen genç kadınların iddetleri Ebû Hanife ve Şafii'ye göre, kan tekrar gelinceye ve üç kur' (Hanefilere göre üç hayız, Şafîîlere göre üç temizlik) ile bekleyinceye veya menapoz dönemine girip de üç ay bekleyinceye kadar sona ermez, Hâmile olanların iddetleri ise yani iddetlerinin sona ermesi, ister boşanmış olsunlar, ister kocaları ölmüş olsun yüklerini bırakmaları (çocuklarını doğurmaları) dır. Kadın, kocası kendisini boşadıktan veya öldükten bir an sonra doğum yapsa iddeti sona erer ve evlenmesi helâl olur. Bir saat, bir gün veya bir ay geçtikten sonra neden olmasın ki? "Sizden ölenlerin bıraktıkları eşleri, kendilerini dört ay on gün beklerler. ” (Bakara: 234) âyetinin hükmü, bu âyetle neshedilmiştir. Çünkü inişi daha sonra olmuştur. Sahih bir rivayette belirtildiğine göre Sübey'a binti Haris el-Eslemiyye, kocasının ölümünden birkaç gece sonra bir çocuk dünyaya getirdi. Bu durum Rasûlüllah'a haber verildi. Efendimiz: ”Artık helâl oldun, evlen," buyurdu. Kim hukuku ve ahkâmı hususunda Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir. Yani takva sebebiyle ona işini kolaylaştırır, hayra muvaffak kılar, isyanlardan ve kötülükten korur. |
﴾ 4 ﴿