12Namusunu koruyan... ”Korumak" diye terceme ettiğimiz ”ihsan," iffet demektir. Mânâ: ”tercini, en işi şekilde, bir erkeğin temasından koruyan" demektir. Bazı âlimler de: ”Allah Âsiye'yi Firavun'la beraber olmaktan koruduğu gibi. -Çünkü Firavun iktidarsızdı, hastalık veya yaşlılıktan dolayı cimaa muktedir değildi.- Meryem'de fecrini günahtan korumuştur," derler. İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi.) Allahü teâlâ örnek vermekte, dullara teselli ve nefisleri hoş olsun diye kocası olan ve olmayanı birlikte zikretti. Meryem, Kuranda kendi ismi ile yedi kez zikredildi. Başka hiçbir kadın ismen anılmadı. Çünkü Meryem, olgun bir insan gibi nefsini taatte tuttu. Hazret-i Meryem, ibadet eden kadın anlamındadır. Mânâ şöyledir: ”Allahü teâlâ iman edenler için, İmranin kızı, Hazret-i İsa'nın annesi Meryem'i, ona verilen dünya ve âhiret kerametini ve onun tüm âlemlerin kadınları üzerindeki seçkinliğni misal gösterdi." Biz ona ruhumuzdan yani aslın tavassutu olmadan yarattığımız ruhtan... Hazret-i Meryem'i ve Hazret-i İsa'yı yüceltmek için Allah, ruhu kendi zatına izafe etti. Şu âyetler de bu kabildendir: ”Evimi temiz tut." (Hac: 26), ”Biz ona üfledik." ( Enbiyâ: 91) Yani Meryem'e bizim emrimizden olan ruhtan veya Ruhumuz Cebrail cihetinden üfledik. Çünkü Cebrail, Meryem'in gömleğinin yakasına üfledi, ve bu onun içine kadar ulaştı. O da Rabbinin kelimelerini peygamberlere indirilen sahibeleri ve Allah'ın kullar için koyduğu şeriatleri ya da Cebrail'in kendisine verdiği müjdeleri ve kitaplarını yani sahifeleri ve diğer ilâhî kitapların tümüne şamil olan indirilmiş bütün kitaplarını tasdik etti. O gerçekten itaat edenlerdendi. Taate devam edenler arasında idi. Aynül-Meânîde şöyle denilmektedir: ”Meryem, Mescidi Aksa'da itikafa giren itaatkârlardandı." "İtaat edenler" anlamına gelen ”kânitîn" kelimesinin müzekker (erkeğe has kalıp) olarak kullanılışı, itaatkârlar içindeki erkekleri tağlib veya onun taatinin erkeklerin taatinden aşağı olmadığını ihsas içindir. Hatta onlar cümlesindendir. Bir diğer görüşe göre de: ”O, itaat edenlerin neslindendir," anlamındadır. Çünkü Meryem, Mûsa (aleyhisselâm)'nın kardeşi Harun (aleyhisselâm)'un neslindendir. Bir hadiste şöyle buyurulmaktadır: ”Erkeklerden kemale eren çoktur. Kadınlardan ise sadece: Muzâhim kızı Asiye, îmran kızı Meryem, Huveyiid kızı Hatice, Muhammed kızı Fatıma'dır. Aişe'nin diğer kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yemeklere üstünlüğü gibidir." (13) 13- Hadisin benzerini Buhârî, Müslim ve İbn Mâce tahric etmişlerdir. Bu rivayeti Rezin zikretmiştir. Bkz. Câmiu'l-Usûl, 9/124 ve Ahmed b. Hanbel, Müsned, Buhârî ve Müslim'in rivayetleri sadece Meryem'in zikrine münhasırdır. Tirmizî'deki rivayet de şu şekildedir: ”Alemlerin hanımlarından, imran kızı Meryem, Huveyiid kızı Hatice, Muhammed kızı Fatıma ve Firavunun karısı Âsiye sana yeter." Bkz. Câmiu'l-Usûl, Fezâilûn-Nisâi's-Salihât, 9/120. Hazret-i Âişe, tiride benzetilmiştir. Çünkü Araplar hiç bir yemeği tiritten üstün tutmazlardı. Öyle ki, Araplar ona ”buhbûhatü'l-cennet" adını vermişlerdi. Çünkü et ile birlikte tirid, gıda ile lezzeti bir arada toplamıştır. Yenilmesi kolaydır, çiğneme külfeti yoktur. O, darbı mesel olmuştur. Hazret-i Âişe'ye güzel ahlâk, tatlı konuşma, fasih lehçe, üstün zekâ, sağlam akıl, kocaya sevgi verilmişti. O konuşmaya, kocasına itaata, kendisi ile sohbete, dinlemeye elverişli idi. Rasûlüllah'tan diğer hanımlarının öğrenemediklerini öğrenmesi, benzerlerini erkeklerin bile rivayet etmediği kadar hadis rivayet etmesi onun derecesini göstermek için yeterlidir. Ebû Mu'sel Eş'arînin şöyle dediği rivayet edilmiştir: ”Biz Rasûlüllahın ashabına bir hadis müşkil gelir de, Âişe'ye sorduk mu, o konuda onda mutlaka bilgi bulurduk." (14) Bu yüzden onun hakkında bir beyitte şöyle denilmiştir: 14- Hadisi Tirmizî, Menâkıb bahsinde tahric edip: ”Bu, hasen sahih gariptir" demiştir. Bkz. Câmiu'l-Usûl, 9/134. Hazret-i Âişe'nin üstünlüğü vardır bil! Bazı özellikler de Fatıma tüz-Zehrâya. Ancak, mutlak üstünlük Hazret-i Fatıma (radıyallahü anh)'nındır. Anılan hadis de buna delildir. Ayın şekilde, Hazret-i Peygamber'in Hazret-i Âişe'yi tiride, anılan diğer hanımları, gıdaların şahı olan ete benzetmesi de buna delildir. Hadis ayrıca asırlar farklı bile olsa, Rasûlüllahin asrından sonra, erkeklerin kemalinin çokluğuna, kadınların kemalinin ise azlığına delidir. Allah'ın yardımı ile Tahrim Sûresinin tefsiri sona erdi. |
﴾ 12 ﴿