5

Yemin olsun ki Biz, yere en yakın olan göğü geceleyin kandil gibi ışık veren, sabit ve hareketli, hepsi yere en yakın olan semada toplanan

lâmbalarla yıldızlarla

donattık. Bu âyet, göklerde herhangi bir kusurun bulunmadığının belirt ili nesin in peşinden göklerin en güzel bir biçimde yaratıldığını da beyan etmektedir. Şu denilmektedir: ”Allah'a yemin ederiz ki Biz, yeryüzüne en yakın olan göğü süsledik ve güzelieştirdik."

Burada anılan göğün, diğer göklerden daha yakın oluşu mutlak değil, altındaki yeryüzüne nispetledir. Çünkü en yukarıdaki arşa nispetle, dünyaya en yakındır. ”Lâmbalar" diye terceme ettiğimiz ”mesâbih" kelimesi kandil, lâmba anlamına gelen ”misbâh"ın çoğuludur. Burada maksat yıldızlardır. Geceleyin en büyük aydınlatıcı olduğu için ay da lâmbalara dahildir.

Allahü teâlâ  yıldızları yeryüzünün tavanı olan göğün zineti yaptığına göre, kullar da lâmbaları ve kandilleri camilerin ve mescidlerin tavanlarının zîneti yapsınlar. Denildiğine göre, akşam olduğunda Rasûlüllah mescidinde bir hurma dalı yakılırdı. Temîmü'd-Dârî Medine'ye geldiğinde yanında kandil, zeytin yağı ve ipler de getirdi. Bu kandilleri mescidin direklerine astı ve yaktı. Halk Übey b. Kâ'b'la birlikte teravih namazı kılmak için toplandığı zaman Hazret-i Ömer bu kandillerin sayısını artırdı. Hazret-i Ali (radıyallahü anh) ışıltıyı görünce: ”Ey Hattâb'ın oğlu! Sen bizim mescidimizi aydınlattın. Allah da senin kabrini aydınlatsın," dedi.

Onları, lâmbaları

şeytanlar için kovmak ve menetmek için atılan

ateş taneleri yaptık. Buradaki şeytanlardan murat, cinlerin kâfirleridir. Burada şu denilmektedir: Biz onlar için ikinci bir fayda daha sağladık. O da yıldızlardan alınan alevlerin üzerlerine boşaltılması suretiyle düşmanlarınızın taşlanmasıdır. Taşlanma yıldızlarla değil, onlardan alınan alevlerle olur. Çünkü onlar, boşlukta halleri üzere duran kütlelerdir. Alev, o düşmanlardan bir kısmını öldürür. Bir kısmının da bir organım veya aklım bozar. Şihab, yıldızdan ayrılan parlak ateş parçasıdır. Demek oluyor ki: ”Onları şeytanlar için ateş taneleri yaptık," cümlesinden maksat, ”Onlardan şeytanlar için ateş taneleri yaptık," demektir.

Ve onlara şeytanlara, alevlerle yakıldıktan sonra âhirette de

alevli ateş azabı tutuşturucu cehennem azabı

hazırladık. Cehennemin aşağı doğru yedi tabakası vardır. Bunlar: Cehennem, Lezâ, hutame, seîr, sekar, cehîm ve hâviyedir. Şu kadar var ki bu isimlerden her birinin diğeri yerine kullanıldığı da olur. Ateş, bazan seîr, bazan cehennem, bazan da diğer bir kelime ile ifadelendirilir.

5 ﴿