CİNN SURESİ

1

De ki: Ey Rasûlüm Muhammed!

'Cinlerden bir topluluğun üç ile on kişi arasındaki grup,

(onu), Kur'an ı

dinleyip...

İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle dedi: ”Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından bir grupla Ukâz çarşısına gitti. Onlar Nahle'de iken sabah namazı vakti geldi. Rasûlüllah, ashabına namazı kıldırmaya başladı. Onlar namazda iken cinlerden bir grup uğradı. Kuran'ı duyunca durup dinlediler."

Bu ifade delâlet etmektedir ki o zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cinleri görmemişti. Onların geldiklerini ve Kuran dinlediklerini farketmemişti. Onlar için okumamıştı. Olay onların gelmelerinin, Rasûlüllahin okuduğu bazı vakitlere denk gelip onu dinlemelerinden ibaretti. Allahü teâlâ  bunu Rasûlüne haber verdi.

Cinler ince cisimlerdir. İnsanların ve meleklerin şekline benzemezler. İnsanlar gibi akıl sahibidirler. Onların gözlerinden uzaktırlar. Mucize sahiplerinin dışında onlara görünmezler, onlarla konuşmazlar. Ama bazı insanlara vesvese verirler. Onların yaratılışında ateş özelliği hâkimdir. ”Cinleri de halis ateşten yarattı," (Rahman: 15) mealindeki âyet de buna işaret etmektedir.

Meşhurdur ki, çeşitli maddelerden mürekkep olan şeylerin hepsinde galip olan unsura itibar edilir. Kendisinde cinlerde olduğu gibi ateş galip olan nârı (ateşe mensup), kuşlarda olduğu gibi hava galip olanlar havaî (havaya mensup), balık gibi su galip olanlar da mâî (suya mensup), insan ve yeryüzündeki diğer canlılarda olduğu gibi toprak galip olanlar türâbî'dirler.

Şöyle dedikleri bana vahyolundu: Yani vahiy yoluyla bildirildi, Allah tarafından haberdar edildim ki, -vahyetmek, gizlice bildirmek, an lam madır. Ona bu haberlerin bildirilmesinin faydası, onun insanların ve cinlerin peygamberi olduğunu belirtmek, şirkten nehyetmek ve tek Allah inancına teşvik etmektir. Cinler azgınlıklarına ve ayrı cinsten olmamalarına rağmen iman ettiklerine göre aynı cinsten ve uyumlu olan insanlar nasıl iman etmezler?-

'Şüphesiz biz hayranlık veren bir Kur'an, peygamberin dili üzere okunan bir kitap

dinledik. Bunu, halklarının yanına döndüklerine söylerler. ”Hayranlık veren" diye ifade edilen ”acehen" kelimesi, aslında mastardır. Mübalâğa ifade etmesi için, mübalâğalı ism-i fail yerine kullanılmıştır. Bu kelime, benzerlerinin sınırını aşan anlamındadır. Burada, dizisinin güzelliğinde ve mânâsının inceliğinde insan sözünden farklı, çok güzel mânâsına gelmektedir.

1 ﴿