9

Biz daha önce haberleri

dinlemek için göğün bekçi ve alev bulunmayan veya dinleme ve gözetlemeye elverişli olan

bazı yerlerine otururduk. Buharî'de Hazret-i Âişe; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şunu rivayet etmiştir: ”Melekler bulutlara girerler. Gökte takdir edilen şeyleri söylerler. Şeytanlar onlara kulak hırsızlığı yapıp onu dinlerler ve kâhinlere bildirirler. Kâhinler de öğrendiklerine kendi yalanlarından yüz tane yalan katarlar."

Ben fakir derim ki, bu haberleri gökten çalmakla, buluttan çalmanın arası şöyle birleştirilir: Melekler bazan bulutlara girip orada konuşurlar. Başka bir zaman da gökte konuşurlar. Şeytanların cisimleri lâtif olduğu için kısa bir süre içerisinde semaya çıkmalarına engel bir durum yok. Üstelik onlar ya ateşe veya havaya mensupturlar, mayaları odur. Onun için ateş ve hava küreleri ni geçerken onlardan etkilenmezler. Etkilenecekleri farzedilirse o zaman deriz ki, onların çıkışları istidrâc kabilindendir. Her şeyde Allah'ın hikmeti ve sırları vardır.

Ama şimdi Rasûlüllahin gönderilişinden sonra

kim dinlemek maksadıyla oturma yerlerinden birisinde oturup da

dinleyecek olursa kendisini gözetleyen bir alev buluyor. Onu taşlayarak, dinlemekten uzaklaştırıyor.

9 ﴿