18

Bana vahyedildi ki:

Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O'na ve O'nun ibadetine mahsusturlar. Özellikle Mescid-i Haram. Bu yüzden oraya Allah'ın evi anlamında ”beytullah" denilmiştir. Mescidden murad, namaz kılma ve Allah'ı anmak için inşa edilmiş olan yerdir. Mescidlerin başka bir acıdan Allah'tan başkasına izafe ve nispet edilmesi, yukarıda söylenene zıt değildir. Bu başkası, onu inşa eden olabilir: ”Rasûlüllahin Mescidi" demek gibi. Bulunduğu mekân olabilir, ”Beytül-Makdis Mescidi" gibi.

Mescidler içerisinde en saygıya değer olanı Mescid-i ilaram'dır. Sonra Medine'deki Mescid-i Nebevi sonra Kudüste'ki Mescid-i Aksa, sonra Cuma kılınan camiler, sonra mahalle mescitleri, sonra çarşı mescitleri, sonra da evlerdeki mescidlerdir.

O halde oralarda

Allah'tan başka kimseye tapmayın. Yani ibadette Allah'a hiç kimseyi ortak yapmayın. Ortak koşmak kınanınca, sırf Allah'tan başka birisine tapmak nasıl olur?

Ariflerden birisi şöyle demiştir: ”Allahü teâlâ  ortaktan uzaktır. Çünkü ortak yokluk, Allah ise varlıktır. O halde kendisine katılamayacak olan yokluktan beridir, uzaktır. Zira Allah bizatihi vâcibül-vücuttur. Allahü teâlâ  ilmiyle halkla beraberdir. Halk ise, O'nun la beraber değildir. Hangi yerlerinde hangi zamanlarında ve hangi hallerinde olurlarsa olsunlar Allah onlarla beraberdir. Bu yüzden Cenab-ı Hak: ”O halde Allah'tan başka kimseye tapmayın," buyurmuştur.

Eğer birisine secde etmek, Allah'ın emri ile oluyorsa bu makbuldür. Hazret-i Adem'e yapılan secde bu kabildendir. Ama putlara secde etmek gibi onun emri olmadan yapılıyorsa bu yasaktır. Kıble edep için tayin edildiği gibi, camiler de tazim için yapılmışlardır.

Kâ'b'ın şöyle dediği rivayet edilir: ”Ben Tevrat'ta Allahü teâlâ 'nın şöyle dediğini buldum: Şüphesiz benim yeryüzündeki evlerim, mescidlerdir. Bir Müslüman güzelce abdest alır, sonra camiye gelirse, o Allah'ın ziyaretçisidir. Ziyaret edilenin, kendisini ziyaret edene ikramda bulunması onun borcudur."'4' Bundan dolayı ”Camiye giren kişi Allah'ı ziyareti niyet eder," demişlerdir.

İbn Atâ şöyle demiştir: ”Senin mescidlerin, üzerlerine secde etmekle emrolunduğun organlardır. Onları, yaratıcısından başkası için eğme, alçaltma. O organlar, yüz, eller, dizler ve ayaklardır. Bu kemikler üzerine secdenin gerekli ligindeki hikmet şudur: Bu organlar hareketin kaynağıdırlar. Yürürken ve tutarken bunlar açılıp kapanırlar. Günahlar bunlarla yapılır. Şehvetler bunlarla karşılanır. Bu yüzden Allahü teâlâ  keffaret olması ve günahları mahvetmesi için secdenin, bu organlarla edilmesine hükmetmiştir."

18 ﴿