19

Allah'ın kulu kalkmış... Bu, kendisine vahyedilenler cümlesindendir. Yani bana vahyedildi ki... demektir. Buradaki kuldan maksat, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dir. Şüphesiz o, Allah'ın ism-i âzamına nispet edilen gerçek kuldur. Rasûlüllahin kul diye ifade edilmesi, onun bulunuşunun ve ibadetinin gereğinin kulluk olduğunu yani onun Allah'a kul olduğunu bildirmek içindir.

Bu ifadede, Abdü Ved (Ved'in kulu), Abdü Yeğûs (Yeğus'un kulu), Abdü Menaf (Menafin kulu), Abdü Şems (Şemsin kulu) gibi isimler koyan, Abdullah adını koymayan Kureyşlilere tariz (dokundurma) vardır. Hoş, onlardan Abdullah adı verilenler de vardı. Ama bu, mânâsı murad edilmemiş, mücerred bir isimden ibaretti.

O' na ibadet ederken, Nahle denilen yerde sabah namazını kılarken

neredeyse onlar, cinler

onun etrafında keçe olacaklardı. Yani Rasûlüllahin ibadetinden gördüklerine, okuduğundan duyduklarına ve ashabının kendisine kıyam, rükû ve secde halindeki uymalarına şaşarak Rasûlüllahin etrafında izdihamdan birbirleri üzerine binmiş vaziyette toplanmıştılar. Çünkü onlar daha önce benzerini duymadıkları şeyler duymuşlardı.

19 ﴿