7

Onlar, kendilerine gerekli kıldıkları

adakları yerine getirirler. O halde, Allah'ın farz kıldığı namazı, zekâtı, haccı ve diğer emirleri nasıl yerine getirmezler ki? Bu, onların vazifelerini yerine getirmelerini anlatmakta, abartılı bir ifade biçimidir.

"Adak", Bir kimsenin mubah olan bir fiili kendisine gerekil kılmasıdır. Meselâ: Allah rızası İçin şu kadar sadaka vermek üzerime borç olsun, hastam. İyileşirse veya yitiğim bulunursa... yapacağım, demesi gibi. Adak (nezir), vaad gibidir. Ancak bu, kullar tarafından olursa adak, Allah'tan olursa vaaddir. Adakta bulunmak, meşru bir ibadet türüdür. Ancak, taatta caizdir. Bir hadiste: ”Allah'a itaati adayan kişi ona itaat etsin. Allah'a isyan etmeyi adayan ise, O'na isyan etmesin" buyurulmuştur. Adağa vefa göstermenin gerekliliği, onun taat oluşundan dolayıdır. Ama içerisinde, Allah'a İsyan bulunan bir konudaki adağa riayet edilmez.

Harun b. Ma'ruf şöyle demiştir: ”Bana bir genç gelip, Babam, benim içki ile birlikte Haç içmem İçin talak verdi. Ebû Abdulah'a gittim, ruhsat vermedi, Rasûlüllahin: ’Sarhoşluk veren her içki haramdır' buyurduğunu söyledi, dedi."

Doktorlar, bir hastanın şifasının, içkide olduğunda ittifak etseler, eğer başka bir İlâç varsa İçemez. Ama başka bir ilâç yoksa, bir görüşe göre şarabı içip onunla tedavi olur.

Şunu gözden kaçırmamak gerekir ki, Allah'ın kuluna emrettiği bir şeye önem vermek, kulun kendi kendine gerekli kıldığı şeye önem vermekten çok daha önemlidir. Ama kimileri bunun tam aksini yapıyorlar. Allah'ın farz kıldığı şeylerde gevşeklik yapıyorlar, meselâ namaz kılmıyorlar. Fakat bazı zamanlarda bir şey yapmak için adakta bulunmuş olsalar onu yerine getirmek için çabalıyorlar. Bu, cehaletten başka bir şey değildir.

Ve fenalığı, korkusu, şiddeti ve azabı son derece

yaygın olan, en uzak yerlere ulaşan

bir günden kıyamet gününden

korkarlar. Kıyametin korkularına, yeri ve gökleri dolduracak derecede yayıl abildiğince yayılan şiddetlerine, şer (fenalık) denildi. Oysa bunlar, hikmetin ve doğrunun ta kendisidirler. Ama ona düşenler açısından zararlıdırlar. Bu yüzden şer denilmiştir. Şerrin yaygın oluşu, aynı zamanda hayrının da yaygın oluşuna engel değildir. Çünkü kıyamet gününün zarar veren üzücü şeyleri olduğu gibi sevindirici şeyleri de vardır.

7 ﴿