6

Ey insan! Bu hitap bütün isyankârları kapsamaktadır.

İmam Süheylî şöyle dedi: ”Buradaki insandan maksat, Ümeyye b. Haleftir. Lâfız umumî olduğu için başkalarına da şamildir. Âyetin, Velîd b. Muğîre hakkında indiği de söylenmiştir."

Çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? Âyetteki ”mâ" soru edatıdır. Soru ise kınamak için gelmiştir. Yani ey insan! Seni Rabbine karşı isyan ettiren, azabından emin kılan nedir? Halbuki sen önünde cereyan eden olayları ve ileride ortaya serilecek amellerini biliyorsun. Buna rağmen nasıl aldanma gafletini gösteriyorsun?

Burada Rabbin çok cömert olduğunun söylenmesi, şunu ifade etmek içindir: Şeytanın seni aldatıp, nasıl olsa Rabbin çok cömerttir, öyle ise istediğini yap demesi, aldanma sebebi olmamalıdır. Bir bakıma şöyle denmiştir: Bu yüce sıfatlarla tanımlanan Rabbine karşı seni isyana sürükleyen nedir?

Selef-i sâlihinden bazıları bu âyeti okuyunca şöyle demiştir: ”Onu aldatan cehlidir."

Hasan-ı Basrî ise: ”Yemin olsun ki onu aldatan şeytanıdır. Anlaşıldı kicömerdin cömertliği, ona karşı aldanmayı değil, ona isyan edip ters düşmekten sakınıp korkmayı gerektirir."

Kâşânî de şöyle dedi: ”O'nun çok cömert oluşu, sanki aldanmaya ve gevşek davranmaya sebep olmaktadır. Fakat Rabbine ait büyük nimet ve lütuflar, sahip olduğu yüce kudret buna engeldir."

Fuzayl b. Iyaz'a: ”Kıyamet günü Rabbin seni kaldırıp, cömert Rabbine karşı seni aldatan nedir, diye sorarsa ne cevap verirsin" dendi. O da: ”İndirilmiş perdelerin beni aldattı derim", diye cevap verdi. İbn Semmâk bunu şöyle şiirleştirdi:

Ey günahkâr! Hiç utanmaz, sıkılmaz mısın? Tenhada Rabbin yanındadır ayılmaz mısın?

Aldattı seni, Rabbinin fırsat vermesi Aldattı seni, günahları örtmesi.

Zemahşerî dedi ki: ”Fuzaylin sözü, meydana çıkmadığı için işlediği hatayı itiraf kabilindendir, yoksa mazur olduğunu beyan için değildir. Bazı günah düşkünlerinin önderlerinden görüp zannettikleri gibi değildir. Onlar şöyle diyorlar: Cenab-ı Hak; kahhâr, cebbar ve müntakim gibi şiddet sıfatlarını söylemeyip’ çok cömert olan Rabbin' demesi, kuluna: ’Beni Rabbimin keremi aldattı,' cevabını versin diyedir." (2)

2- Bu âyet, kınama ve cezalandırma ifade etmek için varid olmuş, günahkârlara gerekçe olsun diye gelmemiştir. Asıl maksat şudur: Rabbin sana iyilik ve ikramda bulunduğu halde ne yüzle O'nun emrine karşı gelme cesaretini gösterdin? Yumuşak ve cömert olan Rabbine karşı isyan etme işinde seni kim aldattı?

Yahya b. Muaz: ”Bu âyet beni her zaman aldattı" dedi ve şu beyti söyledi:

Mevlâm bana dedi ki; sen hiç utanmaz mısın? Günahlarına bakmamdan hiç sıkılmaz mısın?

Dedim ki; merhamet buyur ey Mevlâm! Senin bol ikramındır beni aldatan.

Hazret-i Ali'den şöyle rivayet edilmiştir: Hazret-i Ali, kapıdaki hizmetçisine defalarca seslendi. Fakat hizmetçi cevap vermedi. Hazret-i Ali: ”Niçin cevap vermedin?" deyince hizmetçi: ”Yumuşaklığına güvenmem ve cezalandırmayacağına inanmamdan ötürü" dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ali, bu sözünden hoşlandığı için onu azad etti.

Kişinin, asla Allah'ın rahmetinden ümit kesmemesi gerekir.

Birisi şöyle anlattı: Basra çarşısında bir cenaze gördüm, dört kişi taşıyordu. Yanlarında başka refakatçi yoktu. Kendi kendime: ”Allah Allah! Basra çarşısında cenaze olsun da yanında refakatçi olmasın, olacak şey değil. Öyleyse ben refakat edeyim" dedim ve cenazenin peşine düştüm. Ölüyü gömdüklerinde; cenazenin kim olduğunu sordum. Dediler ki: ”Biz onun kim olduğunu bilmiyoruz, ancak şu kadın bizi bu iş için kiraladı." Kabrin yakınında duran kadını gösterdiler. Kadın ellerini göğe açıp dua etti ve oradan ayrıldı. Ben de peşine düştüm ve: ”Mutlaka bu hali bana açıklamalısın" dedim. Kadıncağız dedi ki: ”Ölen kişi benim oğlumdur. Ardında yapmadık günah bırakmadı. Üç gün hasta oldu ve bana: ’Anacığım! Öldüğüm zaman komşulara haber verme. Çünkü ölümümden sevinirler. Cenazemde hazır bulunmazlar. Fakat yüzüğüme: ”Lâ ilahe illallah Muhammedün Rasûlüllah" yaz ve mezarıma bırak. Öldüğümde ayağını yüzüme koy ve: İşte Allah'a isyan eden kimsenin cezası budur, de. Beni defnettiğinde ise ellerini Allah'a kaldır ve: Ya Rabbi! Ben ondan razıyım. Sen de razı ol, de.' dedi. Oğlum ölünce, vasiyet ettiği her şeyi yerine getirdim. Ellerimi göğe kaldırıp dua edince net bir şekilde şöyle söyleyen bir ses işittim: ’Haydi artık git! Ben çok cömert, çok merhametli bir Rabbin huzuruna vardım."' Bu hadiseyi İmam Kuşeyrî, Şerhü'l-Esmâ isimli eserinde zikretmiştir.

Sahih bir hadiste şöyle buyurıılmuştur: ”Allah mümin kulu yaklaştırır, üzerine rahmet perdesini kor ve: Şu günahı biliyor musun, der. Kul da: Evet ya Rabbi, der. Rabbi ona bütün günahlarını ikrar ettirir. Kul da artık helak olduğunu zanneder. Cenab-ı Hak buyurur ki: Dünyada bu günahlarını örttüm. Bu gün de onları senin hatırın için affediyorum."

6 ﴿