19O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz. İbn Abbas (radıyallahü anh) dedi ki; ”Kur'an'da geçen her’ve mâ edrâke: Sana bildiren nedir?' sözünden sonra, sorulan şeyin ne olduğu açıklanmış, fakat’ve mâ yüdrike' den sonra ise durum kapalı bırakılmıştır. Mânâ şöyledir: İnsanlardan hiçbir kimse, insanlardan hiçbir kimseye, şeylerden hiçbir şey sağlayamaz." O gün buyruk, yalnız Allah'ındır. Kıyamet gününde her şey sadece Allah'a aittir. Çünkü emir, hüküm ve takdir; boyun eğilen hükümdarın şanmdandır. Bütün mahrukat, Rabliğin hüküm ve otoritesine boyun eğmiş durumdadır. Âyette geçen ”el-emru" kelimesi, buyruk değil de umurun tekili olan iş mânâsına da anlaşılabilir. Çünkü mahşer halkının bütün işleri Allah'ın olup o konuda başkasının tasarruf yetkisi yoktur. Cenab-ı Hak insanların o günkü zayıflığını haber verdi. O gün onlara dünyada olduğu gibi mallar, çocuklar, dostları ve şefaatçiler fayda vermeyecek, ancak iman ve taat fayda verecektir. Hiç kimse Allah'ın izni olmadan konuşamayacaktır. Dünyada ve ahirette otorite ve hakimiyet sadece Allah'a ait olmakla beraber dünyada gözü perdeli olan kimse, Allah'ın mutlak hakimiyetini sadece ahirette görür. Çünkü gözü perdeli olan kimse dünyada Allah'ın, kendisine de hakimiyet ve bir kısım işler verdiğini görür. Fakat kıyamet günü anlar ki; bütün işler ve güçler Allah'a aittir. Dünyada olduğu gibi şeklen bile olsa hiç kimse Allah'a ortak olamaz. Bu âyette; aykırı gidenlere ve hakimiyet iddiasında bulunanlara tehdit vardır. Ayrıca Allah'ın gücüne ve azabının şiddetine de dikkat çekilmektedir. Allah'ın yardımıyla İnfitâr Sûresi'nin tefsiri tamamlandı. |
﴾ 19 ﴿