15

Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini (görmek)ten mahrumdurlar. Bu yalanlayanlar, insanların âlemlerin Rabbi huzurunda divan duracakları günde Rablerini göremeyeceklerdir. Çünkü kötü amelleri sebebiyle kalp aynaları kararmış olacaktır. İlâhî tecellinin nurunu gösterecek bir tarafları kalmayacaktır. Müminler ise böyle değildir. Güzel amelleri sebebiyle kalp aynaları parlak ve saf olacak, bu parlaklık ve saflığın parıltısı kalbe geçecek ve böylece ilâhî nurun tecellisini kalp ve gözlerinde aksettirmeye müsait olacaklardır.

Mâlik b. Enes'ten bu âyet hakkında sorulduğunda şöyle dedi: ”Cenab-ı Hak, düşmanlarından gizlenip gözükmeyince elbette dostlarına gözükecektir."

İmam Mâlik bu âyeti, Allah'ın âhirette görülmesi meselesine, hitap tarzına bakarak delil getirdi. Şayet Allah hiç kimseye gözükmeyecek olsaydı sadece kâfirlerin göremeyeceklerini söylemesinin bir anlamı olmazdı.

İmam Şafiî'den şöyle nakledilmiştir: ”Cenab-ı Hak, gazabından ötürü bir kavme gözükmeyince rızasından ötürü başka bir kavme gözükecektir."

Hüseyin b. Fadl şöyle dedi: ”Cenab-ı Hak dünyada kâfirleri kendine imandan mahrum ettiği gibi, âhirette de kendini görmekten mahrum edecektir. Allah'ın birliğine iman edenler Rablerini görmekten mahrum olmayacaklardır."

Sehl (radıyallahü anh) şöyle dedi: ”Onları Rablerini görmekten alıkoyan dünyada kalplerinin katılığı ve ezelde yazılan bedbahtlıklarının öne geçmesidir. Onlar yakınlık ve müşahade makamına lâyık değillerdir. Bundan dolayı uzaklaştırılıp mahrum edilmişlerdir. Görmekten mahrum bırakılmak, uzaklık ve kovulmanın son sınırıdır."

Zemahşerî Keşşafta, şöyle dedi: ”Cenab-ı Hakkı görmekten mahrum bırakılmaları, onları hafife alıp tahkir etmek için bir temsildir. Çünkü kiralın huzuruna ancak itibarlı ve ikramlı kişiler alınırlar, değersiz ve aşağılık kimseler yaklaştırılmazlar." Devamla şöyle dedi: ”Onlar heybet kapısına varınca utanırlar. İnsanlar utanma ve uzaklaştırılma arasında bulunurlar."

Keşşaf sahibi Zemahşerî'nin bunu sembolik sayması, mutezilî olduğu için kendi aklınca Allah'ı görmenin hakiki mânâda mümkün olmayacağındandır.

Müfessirlerden bazıları şöyle dedi: ”Âyetin sembolik kabul edilmesi zahirî mânâyı terketmektir. Hakiki mânâ gayet açıktır. Kralı görmekten utanmıştır, denildiğinde, kralı görmekten menedilmiştir anlaşılır. Bu durum, en büyük aşağılanma sebebidir."

Âyet-i kerime, Cenab-ı Hakk'ı âhirette görmenin delillerindendir. İkram ve ihsanının bolluğundan, kendisine kavuşma ve cemalini seyretme nimetinden dolayı Allah'a hamdolsun.

15 ﴿