3

Babaya... Buradaki ”baba" dan maksat, İbrahim (aleyhisselâm)'dir. Baba kelimesinin âyet-i kerimede elif lamsız getirilmesi, onun şerefli bir baba olduğuna işaret olunmak içindir.

Ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki... Buradaki ”çocuk" tan maksat, İsmail ve Muhammed (aleyhisselâm) Peygamberlerdir. Çünkü Hazret-i Muhammed'in nesebi, İsmail (aleyhisselâm) vasıtasıyla İbrahim (aleyhisselâm)'e ulaşmaktadır. Şu halde bu sûre, iki yerde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın üstüne yemini ihtiva etmektedir.

Bu âyette yer alan ”baba" kelimesiyle İbrahim (aleyhisselâm) kastedilmiştir demiştik. Bir başka görüşe göre bundan maksat. Âdem (aleyhisselâm) olabilir. ”Baba" kelimesiyle Âdem (aleyhisselâm) kastedilirse, ”ondan meydana gelen çocuk," Âdem (aleyhisselâm)'in zürriyyeti olur. Yeminin cevabına daha uygun düşen de bu şekilde takdirde bulunmaktır.

Bazılarına göre burada yer alan ”baba", Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dır. ”Ondan meydana gelen çocuk" ise Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ümmetidir. Nitekim Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: ”Ben sizlere babanız yerindeyim ve sizlere dininizi bildirmekteyim." (1) Nitekim Allahü teâlâ  da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a müminlerin babası ismini vermiştir. Çünkü Yüce Allah Ahzâb sûresinde şöyle buyurur: ”Peygamber müminlere kendi canlarından daha yakındır. Eşleri onların analarıdır..." (Ahzâb: 6) Âyetin hükmüne göre ezvâc-ı tâhirât mü'minlerin anneleri olduğuna göre bu, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın da babalan olmasını gerektirir.

1- Hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvud, Nesâî ve İbn Mâce rivayet etmişlerdir. Hadisin lâfzı şu şekildedir: ”Ben sizlerin bahanız mesabesindeyinı. Sizlere (dininizi) öğretmekteyim, içinizden herhangi biriniz tuvalete gittiğinde ön ve arkasını kıbleye dönmesin..." Bkz. el-Fethu'l-Kebîr, 1/1437.

3 ﴿