4

Senin sânını yüceltmedik mi? Peygamberlik ününü ve şerefini, kel ime-i şehadette, ezanda ve kamette ismini Allah'ın ismiyle birlikte anmak suretiyle yüceltmedik mi? Nitekim bu konuya Hassan b. Sabit şu beyitleri söylemiştir:

Seyyiddir, şereflidir, vurmuş Allah omzuna, Nübüvvet mührünü, meşhur mu meşhur zahir ve şahid

Adını birlikte anmış adıyla, dikkat buna! Beş vakit ezanda -gündelik- ”eşhedü" şahid!

Allahu teâlâ, Rasûlülah'a itaati, kendine itaat kabul etmiş, kendisi ona salavât getirmiş (rahmet etmiş, şanını yüceltmiş), melekleri salavât getirmişler (şanını yüceltmişler) ve mu ininlere de bunu emretmiştir. (Mü'minlerin salavâtı ise duâ anlamınadır) ve Allahu teâlâ kendisine: ”Rasûlüllah, Nebiyyullah" gibi lâkaplarla bunların dışında kendisine şeref katan başka lâkaplar vermiştir. Bütün bunlar Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın mertebesini yüceltmek içindir. Bir hadise göre Cebrail, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a der ki: ”Ya Muhammed! Rabbin senin zikrini nasıl yücelttiğini bilip bilmediğini soruyor. Bunun üzerine Rasûlüllah; Allahu teâlâ daha iyi bilir' deyince Cebrail, Yüce Allah'ın bu soruya şöyle cevap verdiğini bildiriyor: 'Benim anıldığım her yerde sen de benimle birlikte anılmaktasın.'" (2)

4 ﴿