8

Kim de zerre ağırlığınca bir şer işlemişse onu görecektir. Bu âyetler, amelleri görmenin detaylandırılmasıdır. ”Zerre", küçük karınca veya bir delikten kapalı bir yere giren güneş ışınlarında görülen toz parçaları anlamındadır.

İbn Abbas: ”Kalçalarını yere koyup sonra kalktığında, üzerine yapışan toprak parçalarından herbiri zerredir," demiştir.

Ayetlerde ifade buyuru lan mana şudur: ”Mutluluğa erenlerden zerre miktarı hayır işleyen onu görecek, bedbahtlardan da yine zerre ağırlığınca şer işleyen onu görecektir." Kâfirin iyilikleri, küfrü sebebiyle boşa gitmiştir. Müminin büyük günahları dışındaki kötülükleri ise, affedilmiştir.

Kâfirin iyiliklerinin, cezasını hafifletmekte müessir olacağı, bu kabilden olmak üzere cömertliğinden ötürü, Allah'ın Hâtem-i Tâî'nin, Ebû Talib'in ve daha başka bazılarının cezalarını hafifleteceği tarzında görüşler vardır. Ama bu, şu âyet ve hadisle reddedilmiştir: ”Onların yaptıkları her işin önüne geçeriz ve onu saçılmış toz zerreleri haline getiririz." (Furkân: 23)

Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdullah b. Cüdan hakkında şöyle buyurmuştur: ”Ona hiçbir faydası olmaz. Çünkü o, hiçbir gün ya Rabbi! Kıyamet gününde benim günahımı bağışla, demedi." (3) Rasûlüllah bu sözü Hazret-i Âişe (radıyallahü anh): ”Ya Rasûlüllah! İbn Cüdan cahiliye döneminde akrabayı gözetir, yoksullara yedirirdi. Bunların ona bir faydası olur mu?" dediği zaman söylemiştir. Hazret-i Peygamberin Ebû Talip hakkında söylediği: ”Eğer ben olmasaydım cehennemin en dip tabakasında idi" sözü ise, sadece ona has bir şefaattir.

3- Hadisi Müslim, Hazret-i Âişe'den merfû olarak tahrîc etmiştir. Bkz. el-Fethu'l-Kebîr, 3/372.

Kâfirler Müslüman oldukları takdirde, daha önce yapmış oldukları iyilikler fayda verir. İbn Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: ”Mü'min ve kâfirin işlediği iyi veya kötü hiçbir ameli yok ki, Allah onu kendisine göstermesin. Mü'minin günahları bağışlanır, iyiliklerinden dolayı ise, ona sevap verilir."

Bıkâî tefsirinde de şöyle denilmektedir: ”Kâfir, yaptığı hayır üzere durdurulur. Ya onun karşılığı dünyada verilir veya imana dayanmayan bir temel üzerine bina ettiği için boşa çıkarılır. O, manasız bir şekildir. Bu yüzden onun pişmanlığı artar, hüznü ve esefi güçlenir. Mü'min ise, onu, sevinci artsın diye görür. Mü'min şer tarafını da görür ve bağışlandığını bilir, ferahı tamamlanır. Kâfir işlediği şerri görünce, hüznü ve üzüntüsü artar."

Bilginlerden birisi bu âyetin, bir hurma, bir üzüm tanesi ve bir ekmek kırıntısı gibi az bile olsa hayır işlemeye teşvik için nazil olduğunu söylemiştir. Şüphesiz o, halis bir niyette olduğu zaman çoğalır. Âyet ayrıca terazide zerre kadar bir hıyanet, bir bakış, bir adım, küçük bir yalan bile olsa günahtan sakındırmaktadır. Şüphesiz o günahın. Yüce Allah'a karşı bir cüret olduğu için büyüyüp çoğalması beklenir.

İslâmın ilk günlerinde insanlar, Allah'ın küçük günahlardan dolayı kendilerini müâhaze etmeyeceğini zannederlerdi. Bazıları küçük bir şeyi sadaka olarak vermekten utanır, ondan dolayı bir ecrin olmadığını zannederlerdi. Bu âyet inince hakikati öğrendiler.

Bir hadis-i şerifte: ”İzâ zülzilet sûresi Kur'an'ın dörtte birine denktir,"(4) buyurulmuştur. Onun dört kez okunması Kur'an'ın tamamının okunması gibidir.

4- Hadisi İbn Ebî Şeybe merfû olarak tahrîc etmiştir. Ayrıca Tirmizî de tahrîc etmiştir. Bkz. Muhtasar-u Tefsiri İbn Kesîr, 3/665.

Rivayet edilmiştir ki, Ferazdak İbn Sa'saa'nın dedesi Rasûlüllah'a gelip onun bir şey okumasını istedi. Efendimiz üzerinde durduğumuz bu âyeti okudu. Adam: ”Bana yeter, bana yeter. Kurandan başka bir şey dinlemediğime gam yemem," dedi. (5) Bundan dolayı bu sûreye toplayıcı anlamına gelen ”el-câmia" adı verilmiştir.

5- Hadisi Ahmed b. Hanbel, Nesâî ve Taberânî Sa'saa b. Muaviye'den tahrîc ettiler. Bkz. ed-Dürrü'l-Mensür, 6/38.

Zeyd b. Eslem (radıyallahü anh)'den rivayet edildi ki: Bir adam Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: ”Allah'ın sana öğrettiği şeyden bana da öğret" dedi. Rasûlüllah onu, kendisine Kur'an öğretmesi için birisine gönderdi. Adam, ”izâ zülzile-til-ardu" sûresini öğretti. ”Kim zerre ağırlığında bir hayır işlerse..." mealindeki âyete gelince: ”Bana yeter," dedi. Durum Rasûlüllah'a haber verilince: ”Onu bırak, adamfakih oldu," buyurdu.

Allah'ın yardım ve tevfîkı ile Zelzele Sûresinin tefsiri tamamlandı.

8 ﴿