4O, Allah'ın Hareminin sakinleri ve komşuları olmaları sebebiyle şeref bulmaları ve zenginleşene kadar gitme imkânı buldukları bu iki yolculuk vasıtasıyla kendilerini daha önce mübtela oldukları şiddetli açlıktan doyuran... Bunun, Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm)'in şu âyetlerde belirtilen duası sebebiyle olduğu söylenmiştir: ”...Ey Rabbim! Bu beldeyi emniyetli kıl. Halkından Allah'a ve âhiret gününe iman edenleri mahsullerle rızıklandır..." (Bakara: 126) ”...Onları meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler." (İbrahim:37) Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm)'in bu dualarını Rabbimizin kabul ettiğini ve her şeyin ürünleriyle rızıklandırdığını da şu âyetten anlıyoruz: ”...Biz onları kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere yerleştirmedik mi?..." (Kasas: 57) Kureyşliler. Haşim kendilerini anılan iki sefere alıştırıncaya kadar açlık onların yakasını bırakmıyordu. ” Ben derim ki, bütün bunlardan çıkacak olan mana şudur: ”Onları rızıklandırmak ve yedirmek suretiyle açlıktan kurtardı." Ve korkudan emniyette kılandır. Burada muradedilen korku, takdir edilemeyecek derecede büyük korkudur. O da memleketlerinde ve yollarda yağmalanmak, soyulmak korkusudur. Mana şudur: Onları doyurdu, artık kendilerine açlık musallat olmaz. Emniyette kıldı, korku musallat olmaz. Ebû Talib'in kızı Ümmühânî (radıyallahü anh)'den, şöyle dediği rivayet edilmiştir: ”Allah. Kureyşi yedi özellikle üstün kılmıştır. Bunları daha önce kimseye vermemiş, onlardan sonra da kimseye vermez. Peygamberlik, hilâfet, Kabe'nin perdedarlığı, hacılara su dağıtma görevi hep onlardadır. Fil ashabına karşı onlara yardım etti. Onlardan başka kimse kulluk etmezken on sene Allah'a kulluk ettiler. Onlar hakkında Kurandan bir sûre indi. O sûrede, ”Li iylâfi kureyşin" sûresinde, başka hiç kimseyi anmadı. İşte bunlar Kureyşin faziletleridir. Allah'ın yardımı ile Kureyş Sûresinin tefsiri sona erdi. |
﴾ 4 ﴿