2

İşte o, yetimi itip kakandır. Yani onu şiddetle iter veya kötü bir şekilde azarlar ve reddeder.

Müfessirlerin dediklerine göre o, Ebû Cehil'dir. Bir yetimin vasisi idi. Yetim çırılçıplak ona geldi, kendine ait maldan istiyordu. Ebû Cehil onu çirkin bir şekilde geri çevirdi. Kureyş'in ileri gelenleri yetime: ”Muhammed'e söyle, sana şefaatçi olsun" dediler. Maksatları Rasûlüllah'la alay etmekti. O, hiçbir ihtiyaç sahibini geri çevirmezdi. Yetimle birlikte Ebû Cehil'e gitti. Ebû Cehil kalktı ve yetime malını verdi. Bunun üzerine Kureyşliler Ebû Cehil'i ayıpladılar. ”Sen dininden döndün mü?" dediler. O: ”Hayır, vallahi ben dinimden dönmedim. Ama sağında ve solunda gizlenmiş birer mızrak gördüm, vermeseydim onu bana saplayacaktı," dedi.

Bu izaha göre âyetteki ” ellezî" kelimesi, bilinen birisi içindir. Ama cins (âyette belirtilen işi yapan herkes) için olması da muhtemeldir. O zaman, dini yalanlayan, kendisini hayvanı nefsin kapladığı için huyu zayıflara eziyet ve onu kötü bir biçimde geri çevirmek olan herkese şamil olur.

2 ﴿