2

Bazı müfessirler, Tevrat'ta ve incil'de Hazret-i Muhammed’in gönderileceği bildirilen kitaptır ki, onda şek yoktur ve onu Hazret-i Muhammed kendisi düzmemiştir. Allah tarafından ona gönderilmiştir, demişlerdir.

Soru: Kur'ân-ı Kerîm indiği sırada insanların büyük bir çoğunluğu kâfir veya münafıktı. Böyle bir topluma «bu kitapta şek yoktur» denilmesinin hikmeti nedir?

Cevap: «Bu kitapta şek yoktur» sözü mü’minler ve akıl sahipleri içindir. Kâfirler için değildir. Çünkü Yüce Allah kâfirleri akıl sahibi kabul etmemekte ve onların aklım başlarından alarak: 'buyurmaktadır. «İmansızların sözlerine itibar edilmez.

Çünkü onlar akıl sahipleri değillerdir» (Bakara: 171). Yüce Allah bu âyeti ile îman etmeyen kimselerin sözüne itibar edilmeyeceğini bildirmektedir.

Bazıları da (......) âyetine şöyle mâna vermişlerdir. «Bu Kur'an’ın Allah katından olduğuna şüphe edilmez.» Bu âyetin taşımış olduğu yüksek hikmetler insan sözü olmadığını göstermektedir. Bütün edebiyatçılar ve belâğatçılar bir araya gelseler, Allah'ın kelâmına benzeyen bir söz söylemeye çalışsalar yine âciz kalırlar, en küçük bir başarı gösteremezler.

Akl-ı selim sahibi olan insan, Kur'ân-ı Kerim'in Allah kelâmı olduğunda şüphe etmez.

Îman edip takva sahibi olanların halini beyan etmek için Yüce Mevlâ şöyle buyurmuştur:

«Bu Kur'an onları sapıklıktan hidayete, haksızlıktan hakka ulaştıran ve helâlle haramı açıklayandır ki, onda şüphe yoktur» (Bakara: 2). Allah'a eş koşmamak, büyük günahlardan ve şeriata aykırı hareketlerden sakınmak ancak bu Kur'anla mümkündür.

Soru: Bu bütün insanlara beyan için indirilmiş olmasına rağmen Allah'ın muttaki kullarına tahsis edilmesindeki sebep nedir?

Cevap: Müttakîlere tahsis edilmesindeki sebep, bu beyandan istifade edip amel edenler onlar oldular. Bu beyandan onlar istifade ettiler. Bunun için Yüce Allah zikretti. Yüce Allah müttakîlerin hidayet ve vasıflarını Kur'an'da zikrederek buyurdu:

2 ﴿