54

«Hani Musa kavmine, Ey kavmim siz buzağıya tutunmakla şüphesiz kendinize yazık ettiniz. Hemen Yaratan'ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün. Böyle yapmanız Yaratanınız katında sizin için hayırlıdır, demişti de Allah da tevbelerinizi kabul etmişti. Çünkü O tevbeleri en çok kabul edenin, en çok esirgeyenin tâ kendisidir.»

Mûsa (aleyhisselâm), kavmine döndüğü zaman onların buzağıyı mâbud edindiklerini gördü. Onlara merhamet edip, «Ey benim kavmim, siz buzağıyı mâbud edinip tapmakla kendi nefsinize zulmettiniz. Kat'î zarara uğradınız. Buzağıya ibadeti terk edin ve geri dönün, tevbede bulunun. Yaratıcınıza ibadete devam edin» demişti. Kavmi bu sözleri duyunca pişman oldular ve «Biz nasıl tevbe edelim ki, Allah tevbemizi kabul etsin» dediler. Musa da onlara: «Tevbenizin kabul olması için, buzağıya tapmayanlar, tapanların boyunlarını vursunlar. Allah'ın rızasını kazanmak ancak böyle mümkündür. Allah'ın rızasını kazanmak sizin için çok hayırlıdır. Boyunlarınızın vurulmasıyla Allah'ın azabına müptelâ olasınız ki, dirilince günahlarınızı affedip tevbenizi kabul etsin. Allah rahim ve merhamet edicidir. Nefsinizi öldürmeyi, günahınızı bağışlamaya kefaret kılar» demiştir.

Başka bir rivayette ise şöyle denilmektedir: Buzağıya tapanlar, gelip evlerinin kapısında diz üstü oturmuşlardı. Buzağıya tapmayanlarla beraber Harun (aleyhisselâm) da ellerinde kılıçları olduğu halde onların yanına gelmişlerdi. Musa (aleyhisselâm) da gelenlerin içinde bulunuyordu. Musa (aleyhisselâm), buzağıya tapanların kapılarında diz üstü oturduklarını görünce: «Ey kavmim, bu kareleriniz sizin boyunlarınızı vurmaya geldiler. Bu, günahınızın kefaretidir. Böylece günahlarınız affedilip bağışlansın. Buna sabredip razı olanlar Allah'ın rahmetine mazhar olacaklardır. Buna razı olmayanlar, karşı gelenler ebedî azaba müstehak olurlar» demişti. (İsrailoğullarının şeriatine göre, irtidat eden bir kimsenin tevbekâr olması için bu hareketinden nadim olup nefsini katletmesi lâzımdır. Hazret-i Musa'nın teklifi üzerine üç bin kişinin kendini katlettiği Tevrat'ta yazılıdır.)

Bunlar Musa (aleyhisselâm)’ın teklifini kabul ettiler, yaptıkları hatadan kurtulmaları için boyun eğdiler. Bunun üzerine sabahtan itibaren boyunları vurulmaya başlandı, gece yarılarına kadar devam etti. Musa (aleyhisselâm) onların durumunu görünce duada bulundu. Allah Musa (aleyhisselâm)’ın duasını kabul etti ve şöyle vahy etti: «Yâ Musa ölenlerin de, kalanların da günahlarını affettim, dualarını kabul ettim.»

Ey mü’minler bu sözlerden siz de ibret alın, nefsinizin arzularına itaat etmekten kendinizi alıkoyun. Allah'a ibadet edin. Nefsinizin emirlerine değil, Allah'ın emirlerine kulak verin, nefis sizi felâkete götürür. Allah'ın emirlerine uymak sizi kurtuluşa ve rahmete götürür.

Allahü teâlâ Musa (aleyhisselâm)’ın kavmine bazı nimetler ve yerine göre bazı cezalar vermek suretiyle te'dip etmiş, bundan sonra onları büyük tehlikenin kuşattığını şu âyetle haber vermiştir:

54 ﴿