213 «İnsanlar bir tek ümmetti. Binaenaleyh Allah'ın müjdecileri, habercileri olmak üzere (onlara) peygamberler gönderdi. İnsanların ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm vermek için hak kitablar da indirdi.» Bu insanların hepsi Nûh (aleyhisselâm) zamanında bir din ve bir ümmet üzere idiler. Allah'a iman etmeyip, Nûh ile gemiye binmeyenlerin tamamı helak olmuştu, yer yüzünde tek bir kâfir bile kalmamıştı. Sadece kurtulanlar gemiye binenler olmuştu. Nûh tufanından sonra gemiye binip, kurtulanların zürriyetleri çoğaldı, dinleri ayrıldı, çeşitli kabilelere bölündüler. Birçoğu hak dinden uzaklaştı. Yüce Allah tekrar onlara peygamberler gönderdi, hak yola davet etti. Bir kısım bilginler bu mevzuda şöyle demişlerdir: «Nûh (aleyhisselâm) zamanında bütün insanlar kâfir idi, bu bakımdan bir din üzere idiler. Allahü teâlâ bunları hak yola davet etmek için Nûh (aleyhisselâm)'u ve diğer peygamberleri gönderdi. Gönderilen peygamberler Allah'a itaat edenleri cennetle müjdelediler, isyan edenlerin ise ebedî azaba uğrayacaklarını bildirdiler. Yüce Allah peygamberler vasıtasıyle kitaplar gönderdi ki, ibadet şekillerini öğrensinler ve aralarında ihtilâfa düştükleri meselelerde onunla hükmetsinler diye.» Yüce Allah'ın peygamberler ve kitaplar göndermesindeki hikmet, kullarım dünyada ve âhirette ebedî saadete ve mutluluğa ulaştırmaktır. Yüce Allah âyetin devamında şöyle buyuruyor: «Halbuki kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirine karşı olan ihtiras ve hasetten ötürü ihtilâfa düşenler, o Ikitap) verilenlerden başkası değildir. İşte Allah îman edenleri, kendi iradesiyle, hakkında ihtilâfa düştükleri hakka ulaştırdı. Allah kimi dilerse onu doğru yola iletir.» Kendilerine kitap verilenler, Allahü teâlâ'nın dininin hak olduğunu bildikten sonra hasetlerinden dolayı ihtilâfa düşüp, muhtelif dinlerin sâliki oldular. Yüce Allah iman edenlere hidayet verip, batıldan hakka dönderdi. Onlar batılı bırakıp hakka girdiler. Yüce Allah kimi dilerse onu hak yolda muvaffak kılar. |
﴾ 213 ﴿