20 «Seninle mücadele ederlerse. Ben, bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a teslim ettim, de. Kendilerine kitap Terilenlerle ümmilere de de ki: 'Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?' Eğer İslâm'a girerlerse muhakkak doğru yolu bulurlar. Şayet yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak tebliğdir. Allah kullarını hakkıyla görücüdür.» Bu âyet-i kerime İslâmiyeti kabul edenlerin hidayete erdiklerini bildiriyor. Allahü teâlâ sevgili peygamberine şöyle buyuruyor: «Yâ Muhammed, İslâm'ı kabul etmeyenler, seninle mücadele ederlerse, onlara: «Ben, bana uyanlarla beraber kendimi Allah'a teslim ettim, de.» Zira İslâm'ı kabul etmek Allah'a teslim olmaktır. Yine Allahü teâlâ sevgili Peygamberine şöyle hitap ediyor: -Kendilerine Tevrat ve încil verilenlerle, kendilerine kitap verilmeyen ümmîlere de de ki: 'Siz de islâm'ı kabul ettiniz mi?» İslâm'ı kabul etmek, Yüce Allah'ın vahdaniyetini ve azametini kabul etmektir. İslâm'ı kabul etmeyenler Allah'ın birliğini kabul etmezler. Ayetteki sorunun anlamı şudur: Bu bir emirdir. İslam'ı kabul etmek Allah'ın emridir. İslâm'a girip Allah'ın birliğini, Hazret-i Muhammed'in hak peygamber olduğunu ve Kur'ân-ı Kerîm'in Allah tarafından gönderildiğini kabul edenler sapıklıktan kurtulup, hidayete ermişlerdir. Ancak bunların hidayete ereceğini Yüce Allah bildirmektedir. Eğer bunlar İslâm'ı kabul etmezler, yüz çevirirlerse «sen onların yüz çevirmelerine üzülme. Zira senin vazifen, bizim emirlerimizi onlara bildirmek, tebliğ etmektir.» Yüce Allah, bu âyette sevgili Peygamberinin üzülmemesini öğütlüyor. Cihanın Peygamberi Allah'dan aldığı emirleri, anında onlara tebliğ etmiştir. Onun görevi ilâhî emri kullara bildirmekti. Allahü teâlâ kullarının ne yaptığını görür, niyetlerini bilir. Ona göre mükâfatlarını ve amellerinin karşılığını verir. |
﴾ 20 ﴿