27

«Geceyi gündüzün içine koyarsın. Gündüzü de geceye geçirirsin. Ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarırsın. Sen dilediğin kimseye sayısız rızık verirsin.»

«Sen geceyi gündüzün içine koyarsın, gündüzü uzatır geceyi kısaltırsın. Sen, gündüzü gecenin içine sokar, geceyi uzatır gündüzü kısaltırsın. Tâ kıyamete değin geceyi götürür gündüzü, gündüzü götürür geceyi getirirsin. Sen, gecenin karanlığında gündüzün aydınlığını, gündüzün aydınlığında da gecenin karanlığını yok edersin. Sen ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarırsın.»

Hayat ve ölüm de böyledir. Yavaş yavaş ve dereceli olarak biri diğerini takip ediyor. Canlılar dünyasında geçen her saniye, hayatla birlikte ölüm de hareket ediyor. Her an canlı azalardan ölüm bir bir parça koparıyor ve hayat, yeni yeni binasını kurmaya çalışıyor. Canlıların bünyesinde bir kısım hücreler ölüyor ve bir kısım hücreler yeniden meydana geliyor. Yeni bir hücre doğuyor, yeni ölen hücrenin yerini alıyor. Ölen her hücrenin yerine bir yenisi geçiyor. Bir tek canlının bünyesinde vuku bulan hareket de böyle.

Sonra daire genişliyor ve bütün canlılar ölüyor. Hayat denilen şey son buluyor. Ama bünyelerindeki hücreler yeni bir terkib meydana getirmek için toz ve toprağa karışıyor. Atomları bir başka canlının terkibine giriyor. Ve orada yeniden bir hayat canlanmaya başlıyor. Allah'ın kudretiyle kıyamet günü o atom tekrar eski haline dönecektir. Gece ve gündüz bütün saniyeler boyunca devam eden bir devr-i daimdir. Hangi insan bunlardan birisini kendinin yaptığını ileri sürebilir? Hiç bir akıl sahibi bütün bunların kör bir tesadüfün eseri olduğunu iddia edemez .

Bu hususta bazı tefsirciler çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir, şöyle ki: Bazı insandan ölü, bazı insandan da diri nutfenin geldiği, çürümüş bir taneden yemyeşil bir bitki çıktığı gibi. Yüce Allah ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarmıştır. Kıyamet günü ölüyü de o şekilde diriltecektir. Kâfirden mü’min, mü’minden de kafirin doğduğu, âlimden cahil, cahilden de âlimin doğduğu gibi. Allahü teâlâ kıyamet günü her canlıyı aynı şekilde diriltecektir.

Hazret-i Zehra (radıyallahü anhâ) Peygamberimizin şöyle söylediğini naklediyor: «Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), hanımlarından bazısının evine girer ve orada bir kadın görür, o kadının kim olduğunu sorar, hanımları «senin helâlindir» derler. Peygamberimizin o hanımı müşrik birinin kızı idi. İslâm ile müşerref olup, cihanın güneşinin hanımı olma şerefini kazanmıştır. Peygamberimiz Allahü teâlâ'ya hamd ederek, «ölüden diriyi çıkarıyor» buyurmuştur (Ebû Dâvud). Çünkü o saliha bir kadındı, fakat babası kâfirdi. Yüce Allah dilediği kullarına tahmin etmediği yerden hesapsız rızık verir.

Bu âyeti sabah-akşam okuyanları Yüce Allah zilletten kurtarır, aziz kılar. Kalbini Allah sevgisiyle doldurur ve rızkını bol eyler.

27 ﴿