6

«Yetimleri evlenme çağına gelene kadar deneyin. O vakit kendilerinde bîr olgunlaşma hissettiniz mi mallarını kendilerine teslim edin. Büyüyecekler de geri alacaklar diye onları israf edip de tez elden yemeyin. Kim zengin ise sakınsın. Kim de fakir ise uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah kâfidir;»

Yüce Allah himayelerinde yetim bulunanlara şöyle buyurmuştur: «Yetimleri evlenme çağına gelene kadar deneyin. O vakit kendilerinde bir olgunlaşma hissettiniz mi mallarını kendilerine verin.» Yetimlere malları ancak onu muhafaza edecek duruma geldikleri zaman verilmelidir. Onu muhafaza edemeyecek durumdaysalar, muhafaza edecek duruma gelinceye kadar bekletilmesi gerekmektedir. Yetimler büyüyecekler de elimizdeki mallarını geri alacaklar diye onları israf ederek harcayıp yemeyin. Himayesinde yetim bulunan zenginler onların mallarını harcamaktan sakınsınlar. Yetimlerin mallarını kendi ihtiyaçları için kullanmasınlar. Fakir olanların ise, emeklerinin karşılığı olarak onların mallarından uygun bir şekilde yemelerinde mahzur yoktur. Fakirler, himayelerinde bulunan yetimlerin mallarından israf etmemek şartıyla istifade edebilirler.

Yetimlerin mallarından istifade hususunda İslâm bilginleri üçe ayrılmıştır: Birinci gruba göre, fakirler yetimlerin malını muhafaza ettiği müddetçe ondan istifade eder. Zenginler muhafaza etse de istifade edemezler, ikinci gruba göre, fakir olsun, zengin olsun yetimin malından istifade etmek caiz değildir. Ancak ödünç alınabilir ve aynı şekilde geri verilir. Üçüncü gruba göre ise, yetimin malından istifade etmek hiçbir suretle caiz olmadığı gibi ödünç de alınamaz.

Birinci grubun delili sudur: İbn Abbas (radıyallahü anh)a fakir bir zat gelir, yanında yetim birinin olduğunu ve onun sağılır koyunlarının bulunduğunu söyler, o koyunların sütünden istifade edip edemeyeceğini sorar. İbn Abbas «Eğer onların bakımı sana ait ise istifade edersin» der. Birinci grup bunu delil göstererek fakir olan himayecilerin yetimin malından istifade edebileceğini belirtirler.

İkinci grubun delili de şudur: Muhammed İbni Şirin şöyle demiştir: «Fe'l ye'külû bil ma'ruf» âyetinin mânâsını Ubeyde ibn Selmana sordum. O da «Yetimin malından ödünç alıp-vermektir» dedi. İkinci grup da bunu delil getirerek, yetimin malından ödünç alınıp -verilmek suretiyle istifade edilir demişlerdir.

Üçüncü grubun delili ise şudur: «Gerçek, yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar,» (Nisa.10). Üçüncü grup da bu âyeti delil getirerek hiçbir şekilde yetimin malından istifade edilemeyeceğini bildirmişlerdir.

Fıkıh bilginleri, yetimlerin fakir olan velîlerinin ve vasilerinin yetimin malından istifade etmesini caiz görmüşlerdir. Fakat efdal olan yetimlerin mallarını muhafaza edip, onlardan istifade cihetine gitmemektir.

İlâhî emrin ulviyetine bakınız, herhangi bir ihtilâfa düşmemek için yetimlerin mallarını kendilerine teslim ederken âdil şahitler huzurunda teslim edin demektedir. Yetimlere mallarını teslim ederken şahit bulundurmak müstehaptır, yani güzel görülmüştür.

6 ﴿