54 «Yoksa Allah'ın bol nimetinden verdiği insanları mı çekemiyorlar? Oysa İbrahim hanedanına da kitap ve hikmet verdik. Ve onlara büyük bir nimet bahşettik.» Bu hitap Yahûdileredir. Yüce Allah onların durumunu şöyle beyan ediyor: «Yoksa onların bizim mülkümüzde bir ortaklığı mı vardır? Eğer onlar bizim mülkümüze ortak olsalardı, cimriliklerinden insanlara bir çekirdek parçası bile vermezlerdi.» Yahudiler bu mülkün asıl sahibi gibi hükmediyorlar ve Yüce Allah'ın kendilerine nimet verip, ihsan ettiği kullarını çekemiyorlar. Onlara hased ediyorlar. Allahü teâlâ Hazret-i Muhammed'e nübüvvet vermiş, dokuz veya on iki kadınla evlenmeyi ona helâl kılmış, sahabesine de hidayet nasip etmiştir. Onlar bunu çekememişler, dedikodu etmeye başlamışlardı. Hatta daha da ileri giderek Mekkeli müşriklerle bir olmuşlar «Muhammed eğer hak peygamber olsaydı, bu kadar kadınla evlenmezdi» demişlerdi. Onlar hasedlerinden ve kinlerinden ne söyleyeceklerini bitmiyorlardı. Halbuki Allahü teâlâ, bu nimetleri sadece Hazret-i Peygamber'e vermemiş, ondan önceki peygamberlere de sayısız nimetler vermiştir. Yüce Allah bunu şöyle ifade ediyor: «Oysa İbrahim hanedanına da kitap ve hikmet verdik. Ve onlara büyük bir nimet bahşettik.» Görülüyor ki, bütün peygamberlere Allah tarafından sayısız nimetler verilmiştir. Yûsuf (aleyhisselâm) Mısır'a sultan olmuştu. Süleyman (aleyhisselâm) yeryüzüne malikti ve bütün mahlûkatın lisanını biliyordu. Sadece nikâhlı ailesinin sayısı üçyüz idi. İmâm-ı Kelbi, Hazret-i Süleyman'ın yedi yüz nikâhlı hanımının, üç yüz de cariyesinin olduğunu söylemiştir. Babası Dâvud (aleyhisselâm)'un yüz hanımı vardı. Bu zatların, bu kadar hanımları oluşu kendilerini asla peygamberlikten alıkoymamıştır. Onlar zamanlarında vazifelerini bihakkın yapmışlardır. Nasıl olur da dokuz veya on iki hanım Hazret-i Muhammed'i peygamberlikten alıkoyacaktır? Sonra Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) öyle bir peygamber ki, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Elbette peygamberlerin fazla evlenmesinin bir çok hikmetleri vardır. Biz bu hikmetleri bilemeyiz, hem bu bizim görevimiz de değildir. Şöyle rivayet edilmiştir: Allah'ın Resullerinin her birinde kırk peygamber kuvveti vardır. Bu bakımdan çok kadınla evlenmişlerdir. Diğer bir fayda da şudur; Çok evlenmeleri kabilelerinin çoğalması içindir. Her kadının biri ana tarafından, diğeri de baba tarafından olmak üzere iki kabilesi vardır. Dolayısıyla evlenmiş olduğu erkeğin de iki taraf akrabası oluyor. Böylece hanımların" çokluğu ile akraba da çoğalmış oluyor. Herhangi bir tehlike karşısında akrabalar damatlarının yardımına koşarlar, onu yardımsız bırakmazlar. Çok evlilik insanı takvaya götürür. Bu bakımdan takva sahipleri çok evlenmişlerdir. Zira insan nefis sahibidir. İnsanın nefsi isteklerini yenebilmesi ve arzularını yerine getirebilmesi için helâllısının olması şarttır, insanı haramdan koruyan hanımıdır. Aksi takdirde insan gayri meşru yola düşer, gözü dışarda olur, ahlâkı bozulur, imanı zayıflar, ibadetten uzaklaşır, felâkete düşer ve neticede Allah'ın azabına müstehak olur. Evlilik insanı bütün bu tehlikeli durumlardan kurtarır, takvaya, yöneltir. Sonra zina sadece fuhuş yoluyla da yapılmaz. Bunun göz zinası, el zinası gibi çeşitleri vardır. Bir insan şehvet nazariyle kadına bakarsa göz zinası yapmış olur. Yine şehvetle bir kadını tutarsa el zinası yapmış olur. Çünkü bu gibi hareketler şehveti kabartır, kalbi karartır, takvaya mani olur. Nitekim Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) : «Gözün şehvetle bakması göz zinâsı, elin şehvetle tutması da el zinâsıdır» buyurmuştur. Bunlar zina olduğuna göre takvaya mânidir. Takva sahibinin bunlardan şiddetle kaçınması gerekir. Bu bakımdan onların çok evlenmeleri takvalarını korumak içindir. Evli insan, kendini haramdan koruduğu gibi, gözünü ve elini de haramdan korur. Her devirde olduğu gibi, günümüzde de bekârların daha çok gayri meşru yola düştükleri bilinen bir hakikattir. Şehvet insanın kalbini karartır, gönüldeki Allah sevgisini azaltır, insanı meşgul eder ve hırçınlaştırır. Nitekim Ebû Bekir bu konuda şöyle demiştir: «Bütün şehvetler kalbi karartır ve katılaştırır. Ancak kişinin hammıyla görüşmesi kalbini yumuşatır ve parlatır. Bu bakımdan peygamberler çok evlenmişlerdir. Onlar sadece şehvetlerini teskin için değil, kalblerinin yumuşaması ve cilâlanması için evlenmişlerdir.» Evlilikte fazilet vardır. Evlilik şehveti teskin eder, kalbi yumuşatır ve parlatır. |
﴾ 54 ﴿