116

«Elbette Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Ondan başkasını dilediği kimseden bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa çok uzak bîr dalâlete düşmüş olur.»

Bu âyet-i celilenin nüzul sebebi şudur: Araplardan yaşlı bir zat Peygamberimizin huzuruna gelerek «Ey Allah'ın Resulü, ben çok yaşlandım. Bugüne kadar hayatımda o kadar çok günah işledim ki, haddi hesabı yok. Yalnız bunlar içinde Allah'a şirk koşmadım ve O'ndan başkasını da dost tutmadım. İşlemiş olduğum bu günahlar cür'etimden değil, cehaletimdendir. Şimdi yaptıklarıma pişman oldum ve tevbe-i istiğfar ettim. Acaba benim Allah katındaki durumum nedir?» diye sorar. Bunun üzerine Allahü teâlâ yukardaki âyeti inzal ederek şirkten başka bütün günahları yarlığayacağını bildirmiştir. Kim yapmış olduğu günahlardan el çeker, onlar için tevbe-i istiğfar ederse Allah tevbesini kabul eder ve günahlarını bağışlar. Allah'a şirk koşanlar ise çok uzak bir dalâlete düşmüş olurlar. Allah'a şirk koşmaktan daha büyük günah yoktur. Yüce Allah şirkten başka bütün günahları affeder, bağışlar. Ancak kendisine ortak koşmayı bağışlamaz, affetmez. Şirk koşanlar için şöyle buyuruyor: «Kim Allah'a şirk koşarsa çok uzak bir dalâlete düşmüş olur.» Yani şirk koşanlar Allah'ın rahmetinden uzaklaştırılmışlardır.

116 ﴿