8

«Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler, adalet örneği şahitler olun. Bir millete olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin, âdil olun. Bu, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun, Şüphesiz ki Allah işlediklerinizden haberdardır.»

Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler ve adalet timsali şahitler olunuz. İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman Allah için hükmedin. Aralarında hükmettiğiniz insanlar düşmanınız da olsa, yakınınız da olsa asla adaletten ayrılmayınız. Şahitlik yaptığınız zaman da Allah için şahitlik yapın. Hiçbir zaman hakkı söylemekten çekinmeyin. Bir kavme, bir millete ve bir şahsa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adalet üzere hükmetmeniz ve şahitlik yapmanız takvaya daha yakındır. Allahü teâlâ, kullarının âdil olmasını ve insanlar arasında hükmettikleri zaman adalet üzere hükmetmelerini emrediyor. Bir milletin selâmeti ancak fertleri arasında adaletin hükümran olmasıyla mümkündür. Adaletin olmadığı yerde hak, hakkin olmadığı yerde huzur, huzurun olmadığı yerde birlik olmaz. Bir toplumda birlik ve adalet olmazsa o toplum yıkılmaya ve yok olmaya mahkûmdur. Tarih bunun misalleriyle doludur. Bu bakımdan İslâm dini adalete son derece önem vermiştir. Adalet timsali olan Hazret-i Ömer «Adalet mülkün temelidir» demiştir. Yüce Allah iman edenlere şöyle hitap ediyor: «Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler ve adalet örneği şahitler olunuz.» Bu ilâhî emir iman edenler için söz konusudur, iman etmeyenlere böyle bir emir yoktur. Dolayısıyla iman edenlerin adaletten ayrılması mümkün değildir. Yapılan bir haksızlık imanı tehlikeye sokar. Allah'ın gadabma vesiyle olur.

Bu âyet-i celîlenin nüzul sebebi şudur: Allahü teâlâ Mekke'nin fethini Müslümanlara müyesser kılmıştı. Mekke artık Müslümanların olmuştu, mü’minlere yapılan işkence, zulüm bitmişti. İntikam sırası Müslümanlara gelmişti. Yüce Allah Müslümanlara adaletle hükmetmelerini" ve affedici olmalarını emretmiş ve şöyle buyurmuştur: «Bir millete olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin, âdil olun.» İslâm adaleti karşısında dost, düşman herkes eşittir. Dinleri, dilleri, ırkları ve renkleri ne olursa olsun bütün insanlar İslâm adaleti karşısında eşittirler.

Ey iman sahipleri, Allah'tan korkun, adaletsizliğe sapmayın, şahitliğinizi dosdoğru yapın. Şüphesiz ki Allah işlediklerinizden, yaptıklarınızdan haberdardır.

8 ﴿