12

«Yemin olsun ki, Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. İçlerinden oniki nazır (kavimlerinin hallerini bildirecek kulağı delik kimseler) bulundurmuştuk. Allah onlara şöyle demişti: Muhakkak ben sizinle beraberim. Yemin olsun ki eğer namazı kılar, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, kendilerine kuvvetle yardım eder, Allah yolunda güzel nafaka verirseniz mutlaka sizden, günahlarınızı örterim. Gerçekten sizi (ağaçları) altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Artık bundan sonra da içinizden kim nankörlük eder kâfir olursa o, muhakkak dosdoğru yoldan sapmış olur.»

Allahü teâlâ, İsrailoğullarından, Allah'a şirk koşmayacaklarına, bütün peygamberleri tasdik edeceklerine ve Tevrat'taki hükümlerle amel edeceklerine dair söz almıştı. Onların söz verdiklerine şahitlik yapmak üzere oniki kabileden de birer kefil seçmişti.

Bazı tefsirciler şöyle demişlerdir: Musa (aleyhisselâm) her kabileden güvenilir birer kişi seçer, âsi ve cebbar bir kavmin durumunu öğrenmek için gönderir. Musa'nın göndermiş olduğu elçiler âsî ve cebbar kavmin bulunduğu yere gelirler, onların heybeti karşısında korkarlar ve geri döndüklerinde kendi kavimlerini onlarla savaşmaktan vazgeçirirler. Onlardan yalnız Yuşâ ibn Nün ile Kâlip Buknâ kendi kabilelerini bunlarla savaşmaya ikna ederler. Yüce Allah onlardan söz aldıktan sonra, Israiloğullarına âsiler ve cebbarlarla savaşmayı emreder. Hazret-i Musa'nın her kabileden seçmiş olduğu kişiler aynı zamanda kabilelerinin reisi idiler. Musa (aleyhisselâm) onları kabilelerine melik tayin etmişti: «Ben muhakkak sizinle beraberim. Yemin olsun ki eğer namazı kılar, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, kendilerine kuvvetle yardım eder, Allah yolunda güzel nafaka verirseniz mutlaka sizden günahlarınızı örterim. Gerçekten sizi (ağaçları) altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Artık bundan sonra da içinizden kim nankörlük eder, kâfir olursa, o muhakkak dosdoğru yoldan sapmış olur.»

12 ﴿