20

«Bir zamanlar Musa, milletine "Ey milletim, Allah'ın, sizin üzerinizdeki nimetini düşünün. İçinizden peygamberler gönderdi, sizi hükümdarlar yaptı, size âlemlerden hiçbirine vermediğini verdi" demiştir.»

Musa (aleyhisselâm) bir zamanlar kavmine şöyle demişti: «Ey kavmim, Allah'ın üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın. Hiçbir zaman o nimetleri unutmayın. İçinizden peygamberler göndermiştir ve o, gelen peygamberler size hakkı tebliğ etmiştir. Bu, Allah'ın size bir ihsanıdır. Sizi yeryüzünde hükümdarlar yapmıştır, bir zamanlar siz esirdiniz.» İsrailoğulları uzun zaman esaret altında kalmışlar, Allahü teâlâ onları Musa (aleyhisselâm) vasıtasıyla esaretten kurtarmıştır.

İmam-ı Kelbi «Peygamberlerden maksat Musa ile kardeşi Harun (aleyhisselâm)'dur. Bunlardan başka Musa, kavminden yetmiş kişi seçmiş, Tür Dağı'na da bunlarla beraber gitmiştir» demiştir. Bazılarına göre ise, peygamberlerden maksat İsrailoğullarının içinden çıkan peygamberler olup sayıları dört bindir.

Musa (aleyhisselâm) kavmine Allah'ın nimetlerini saymaya devam ediyor: «Ey kavmim, unutmayın, Allah sizi Fir'avun'un baskısından kurtardı, sizi denizden geçirip, onu boğdu. Sizi melik yaptı, onu rezil etti» demiştir. Bazıları da «Başkasına muhtaç olmayan kişi, padişahtır» demişlerdir. Nitekim Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)

«Evinde sıhhat ve afiyet içinde ve günlük ihtiyacını temin etmiş olarak sabahlayan kimse dünya padişahıdır» buyurmuştur.

Allahü teâlâ İsrailoğullarına verdiği nimetleri, onlardan başka hiç kimseye vermemiştir. Denizi yarıp onları geçirmiş, Fir'avun'u ve adamlarını boğmuş, bulut gönderip onları gölgelemiş, taştan on iki ırmak akıtıp onları sulamış, gökten bıldırcın eti ve kudret helvası yağdırmış, onlara rızık olarak vermiştir. Bu nimetler onlara Allah'ın bir lütfudur. Fakat onlar bunca nimetlerin kıymetini bilmemişler, yine nimet sahibine isyan etmişler, sonunda Allah'ın azabına uğramışlardır.

20 ﴿