|
108 «Bu, şahitliği gerektiği gibi yapmalarını veya yeminlerinden sonra yeminlerin kabul edilmemesinden korkmalarını daha iyi sağlar. Allah'dan korkun ve emirlerini dinleyin. Allah, yoldan çıkan bir topluluğu hidayete erdirmez.» Ölünün velilerinin şahitliği, gayr-i müslimlerin şahitliğinden daha evlâdır. Onlar şahitliği hak üzere yaparlar. Hakkı iddia edenlerin şahitliği doğru olunca, kendilerinden hak iddia edilenlerin hainliği ortaya çıkar. Kendisinden hak iddia edilenin yemininin ve şahitliğinin yalan olduğu ortaya çıkınca, hak iddia edenin yemini ve şahitliği kabul edilir. Hakkında mal iddia edilenin yemini ve şahitliği reddedilir. Hak iddia edenler yeminlerinde ve şahitliklerinde yalana sapmaktan korkarlar. Zira «Şahitliğinizde ve yeminlerinizde yalana saparak hainlik yapmaktan Allah'tan korkun. Size emredileni işitin, tasdik edin ve onunla amel edin ki, Allahü teâlâ, hâinler yaptıklarından dönüp tevbe etmedikçe onları hidayete erdirmez.» Burada tevbe edenlerin tevbelerinin kabul olacağına da işaret vardır. Allahü teâlâ, gayr-i müslimlerle yolculuk yapılabileceğini, Müslümanın yanında onlardan başka kimse bulunmadığı takdirde, zarurete binâen ölüm esnasında iki gayr-i müslime vasiyet edilebileceğini ve şahit tutulabileceklerini bildirmektedir. Şayet ölenin vârisleri gayr-i müslimlerin şahitliğinden şüphe ederlerse, onların şahitliğini kabul etmezler. Yukarda beyan edildiği gibi hareket ederler. Kadı Şürayh şöyle demiştir: «Yahudilerin ve Hıristiyanların Müslümanlar hakkındaki şehâdetleri ancak sefer esnasında, vasiyet için geçerlidir. Bundan başka yerlerde Müslümanlar için şehadette bulunamazlar. Hanefi fıkıhçılarma göre gayr-i müslimlerin Müslümanlar hakkındaki şehâdetleri hiçbir hususta geçerli değildir. Gayr-i müslimler Müslümanlar hakkında şahitlik yapamazlar. Fakat Müslümanların azınlıkta bulunduğu devirlerde âyet-i celîlenin hükmüne göre, gayri müslimlerin vasiyet hususunda Müslümanlar hakkındaki şehâdetleri caizdir. Daha sonra Müslümanların sayısı çoğalıp çeşitli bölgelere yayılınca bu âyet-i celileyle yukarda geçen âyetin hükmü neshedilmiştir. Bu âyet-i celîleye göre gayr-i müslimler hiçbir hususta Müslümanlara şahitlik yapamazlar. Hanefî fıkıhçılarının delili de budur. |
﴾ 108 ﴿