12

«De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. Yemin olsun ki, sizi varlığı şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Hüsrana düşenler, inanmayanlardır.»

Bu âyet-i celîlenin nüzul sebebi şudur: Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'e risalet görevi verilip, halkı İslâm'a davet etmeye başlayınca Mekke'li müşrikler kendisini çekemezler, hak yoldan alıkoymak için çeşitli çarelere başvururlar. Ancak bunların hiç birine muvaffak olamazlar, Peygamberimize gelerek şöyle derler: «Yâ Muhammed, eğer maksadın para ve servet biriktirmek ise, seni Mekke'nin en zengini yapalım.» Bunun üzerine Allahü teâlâ yukardaki âyeti inzal ederek şöyle buyurmuştur: «Yâ Muhammed, kâfirlere de ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" Eğer cevap verirlerse ne âlâ. Şayet cevap vermezlerse "Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır" de. O, bunlardan dilediğine verir. O, zatına and ederek kullarına rahmet etmeyi kendine vacip kılmıştır. Küfürlerinden dönüp tevbe ederek Allah'a rücû ederler diye, dünyada onların azabını tehir etmiştir. Şayet küfürlerinden dönüp tevbe etmezlerse, Yüce Allah zatına and etmiştir ki, kıyamet günü onları bir araya toplayarak iman edenlerle, etmeyenleri açığa çıkaracak, iman edenlere mükâfat, etmeyenlere de mücazat verecektir. Hüsrana düşüp, nefsine zulmedenler iman etmezler. Onlar kendilerine en büyük zulmü yaparak Allah'ın rahmetinden mahrum olmuşlardır. Allah'ın rahmetinden mahrum olmaları, kendi nefislerine zulmederek Hakk'ı inkâr etmelerindendir.

Nitekim Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle rivayet edilmiştir: «Allahü teâlâ'nın yüz rahmeti vardır. Bunların her biri mahlûkat arasında taksim edilmiştir. Bundan dolayı insanlar birbirlerine iyilik ve merhamet ederler. Hayvanlar dahi Allah'ın rahmeti sayesinde birbirlerine karşı şefkatli ve merhametlidirler. Yüce Allah doksan dokuz rahmetini ise, kullarına âhirette vermek için tehir etmiştir.» Yani Allahü teâlâ yüz rahmetinden sadece birini yeryüzündeki mahlükatının arasında taksim etmiş, doksan dokuzunu ise âhirete bırakmıştır. Bu hadîs-i şeriften Allah'ın rahmetinin sayılı ve mahdud olduğu anlaşılmamalıdır. Allah'ın rahmeti sonsuzdur. Maksad insanların uyarılmasıdır. Bu hadîs, Allahü teâlâ’nın kullarına âhirette vereceği rahmetin dünyada verdiği rahmetten çok daha fazla olduğuna işaret eder. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

«Benim rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Yani her şeyden boldur.» Allah'ın rahmetinin bir hududu yoktur. İman eden kullarına kıyamet günü rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eder.

12 ﴿